Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kaldı. Milyonlarca
seçmen sandık başına gidecek. Önümüzde kısa bir zaman var. İşte her seçmenin
dünya lideri, ülkemin kurucusu, milletine özgürlüğü, bayrağının hür
dalgalanmasını sağlayan Mustafa kemal Atatürk’ün aşağıdaki sözleri her gün
olduğu gibi bugünde daha dikkatli okuması gerikir. Milleti her zaman baş tacı
yapan her ferdinin derdiyle dertlenen ve Atatürk;
“Yurttaşlarım! Asla umutlarınızı tek bir şahsa bağlamayın.
Pek değerli bile olsa, millete hizmeti, vatanın korunmasını tek bir şahsa
bağlamak doğru değildir. Sizden olan bir kişiye, sizden fazla önem vermek, her
şeyi milletin bir bireyinin kişiliğinde toplamak; geçmişe, bugüne, geleceğe,
bütün bu devirlere ait bir toplumsal sorunun açıklanmasını, ortaya konulmasını
ve çözümlenmesini tek bir kişiden beklemek elbette ki uygun değildir, elbette
ki gerekli değildir.
Hatta, bu kişi ben olsam bile! Halkı dinleye dinleye
Antalya'ya ulaştığımız uzun bir seyahatin sonunda Hasan Rıza Soyak’a yakındığım
gibi: “Büyük bir ıstırap içinde bunalıyorum, çocuk! Görüyorsun ya, gittiğimiz
her yerde durmaksızın dert, şikâyet dinliyoruz. Her yer derin bir yokluk, maddî
ve manevî bir perişanlık içinde. Beni en çok üzen şey nedir bilir misin?
Halkımızın zihninde kökleştirilmiş olan, her şeyi başta bulunandan beklemek
alışkanlığı... Herkes büyük bir tevekkül ve rehavet içinde, bütün iyilikleri
bir şahıstan, yani şimdi benden bekliyor. Fakat nihayet ben de bir insanım,
kutsî bir kuvvetim yoktur ki!”
İşte bu sözlerin ardından millet olarak yaşadığımız bu zor
günlerin aşılmasında elinizi taşın altına koymaktan hiç kimse vazgeçmemeli.
***
HER GÜN AYAKÜSTÜ BİN YALAN SÖYLER
Dünya döndükçe yazdıkları, tespitleri ve anlatımları hiç ama
hiç unutulmayacak olan, 24 Ocak 1993 tarihinde hainlerin bombalı saldırısı
sonucu şehit olan olan Uğur Mumcu’nun 15 Haziran 1980 tarihinde dile getirdiği
şu ifadeleri iyi okumak gerek:
"Adam namussuzdur. Elindeki her olanağı kullanarak
devleti soyar, kendisini ve yakınlarını zengin eder. Sonra da gözünüzün içine
baka baka konuşur: Manevi değerlere bağlıyız... Adam ahlaksızdır. Her gün
ayaküstünde bin yalan söyler. Dün övdüklerine bugün söver, dün ana avrat sövgüler
yağdırdığı insanlara, salya sümük övgüler dizer... Sonra başlar aynı sözü
gevelemeye: Manevi değerlere bağlıyız..."
***
DÜNDAR’DAN HATIRLATMALAR
Türkiye’de gündem seçim. Bir sandık kuruldu, sonuç çıkmadı,
ikinci tura kaldı. Bu turda halkın tercihi ülkemizin geleceğini de
şekillendirecek. Bu paralelde, Gazeteci Uğur Dündar’ın konut karşılığı Türkiye
Cumhuriyeti vatandaşlığının verilmesine, “Bu kartı düzmece gayri menkul
ekspertizleriyle 40 -50 bin dolara kara paracılara ne idüği belirsiz sığınmacılara
uyuşturucu baronları oldukları da düşünülen kişilere Kemal Kılıçdaroğlu
vermedi. Bu kimlik kartını nasıl satarsın sen! Bunda Çanakkale’de,
Dumlupınar’da, Sakarya’da şehit olmuş 100 binlerce kahramanın kanı var. Bu
herhangi bir kart değil, bu kutsal bir kart. Bu topraklar kutsal topraklardır.
Bunlar üzerine siyaset yapanların her şeyden önce bunun hesabını vermesi
gerekiyor” sözleri ile tepki göstererek şu soruları sordu:
BOP eş başkanlığını Kılıçdaroğlu mu yaptı?
Habur’da PKK’lıları kahraman gibi karşılarken bu ülkeyi
Kılıçdaroğlu mu yönetiyordu?
MİT’i Oslo’da PKK’yla pazarlık masasına Kılıçdaroğlu mu
oturttu?
PKK’lıların şehirlere silah yığmasını Kılıçdaroğlu’mu
görmezden geldi?
PKK’lılar Türk bayrağını indirirken yönetimde Kılıçdaroğlu
mu vardı?
PKK-PYD’ye kebap ikram edip vatan topraklarından geçiren
Kılıçdaroğlu muydu?
Teröristbaşı Apo’nun mesajını TRT ekranında Kılıçdaroğlu mu
okuttu?
FETÖ’ye dersaneleri Kılıçdaroğlu mu teslim etti?
FETÖ’cü hainler soruları çalıp sınav yolsuzluğu yaparken yönetimde
Kılıçdaroğlu mu vardı? FETÖ için, ‘ne istediler de vermedik’ diyen Kılıçdaroğlu
muydu?
Komutanlara kumpas kurulurken, ‘Bu davanın savcısıyım’ diyen
kişi Kılıçdaroğlu muydu? Müteahhitlere, taşeronlara para karşılığı kimlik satan
Kılıçdaroğlu muydu?
***
DEMİREL VE GAZETECİLER
“Başbakanken sabah gazetelere baktığımda, beni eleştiren bir
manşet ve haber yoksa üzülürdüm. Çünkü yöneticilerin eleştirilmediği bir
ülkede, demokrasiden söz edemezsiniz.” Bu sözler 9. Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel’e ait.
Rahmetli Cumhurbaşkanımız Demirel havalimanında Ebulfez
Elçibey’i uğurlarken gözlüğünün camı yere düşer. Bu fotoğrafı çekip ‘Korsan
Baba’ başlığı atan gazeteciye ödül verir. Günümüze gelindiğin de onlarca
gazeteci cezaevinde.
Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın duyurusunda yer verdiği gibi,
“Türkiye’de gazeteciler yazdıkları veya söyledikleri nedeniyle cezaevinde
tutuluyor. Gazeteciler özgürlüğünü yitirirken toplumumuz haber alma hakkını,
ülkemiz de demokrasisini kaybediyor. Tutuklu ve hükümlü tüm meslektaşlarımız
serbest bırakılmalı. Çünkü gazetecilik suç değildir.”
***
GÜNÜN SÖZÜ
Hazreti Hüseyin’in mübarek başı kesilip camiye atıldığında
cami cemaati tepki göstermedi, çünkü Yezit karınlarını doyuruyordu. Bilmem
anlatabildim mi? (İLBER ORTAYLI)