Türkiye yerel seçimi geride bıraktı. İktidar partisi ikinci parti konumuna düştü. Bunun ilk nedeni Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sermayesini yemeye devam edenlerdir… ‘Nasıl olsa Reis var’ anlayışına bürünüp yan gelip yatanlardır.

Bir başka neden ise milletime dayatılan ülkemizin dinamiklerinin değiştirilmesi yönündeki yaklaşım olmuştur… Ülkemizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları hakkında ağız ishali olup konuşanlara destur çekilmek yerine sessiz kalınması olmuştur.

Diğer taraftan Diyanet İşleri Başkanının siyasete bulaşıp iktidarın manevi politikalarının yanlışlarının sesi olması ise kabul edilir değildi. Din ile devlet işlerinin ayrı olduğu sistemin içerisinde yanlış algılar yaratması iktidarın kaybında etken olmuştur.

Çağdaşlığın, demokrasinin, hukukun, adaletin 85 milyonun vazgeçilmezi olduğunu unutup, tarikat, cemaat gibi yapılanmanın cirit atmasına dur dememesi iktidara kaybettirmiştir. Toplumu kraldan fazla kralcı kesilip ötekileştiren, tokuşturan anlayışın yarattığı gerilim olmuştur.

Hep birlikte söylüyoruz, yazıyoruz, teşkilatların, milletvekillerinin bu kayıpta suçları vardır. Trabzon’da bir il başkanı genel merkezin işareti ile koltuğa oturtuldu. Kentin tümünü kucaklaması gereken il başkanı bizden olmayan gibi bir anlayışa bürünüp daha fazla kutuplaşmaya, tokuşturulmaya ve küstürülmeye neden olmuştur. Genel seçimde parti oylarının düşüşünün hesabını soramayan anlayış, yerel seçimlere de aynı başkan ve teşkilatlarla gitmesi iktidar partisinin bütün illerde de aynı anlayışı dayatması hezimeti hazırlamıştır. Trabzon il başkanı başarısızlığa kılıf aramak ve hedef saptırmak, dikkatleri başka yere çekmek için demeçler vereceğine çıkıp kaybetmenin nedenlerini açıklamalı. Partinin kurucuları ve büyükleri artık koltuğa yapışanların bir an önce yerlerini başka isimlere devretme zamanı gelmiştir diyor. Bir de dikkatimi çekti, AK Parti Trabzon il binasının akşamları ışıkları yanarken perdeler kapatılmazdı, bakıyorum da pencerelerin hepsinin perdesi kapalı, hayırdır diye sormak isterim.

AHMET KAYA GERÇEĞİ

Trabzon’un Ortahisar Belediye Başkanı seçilen Ahmet Kaya’dan bahsetmek gerek. Siyaset arenasında çıktığı yolda hep bildiği doğruları söyledi. Yılmadı çalıştı, il başkanı, milletvekili ve belediye başkanı oldu. Şimdi onu zor bir süreç bekliyor. Zafer sarhoşu olmadığını biliyorum. Bu anlamda Ortahisar’ın çıtasını daha yükseklere taşımak için seçim öncesi olduğu gibi bundan sonrada herkese elini ve gönlünü açıp yola devam etmeli.

Kaya sahip olduğu kimlik ve kişilikle milletin günlünde taht kurdu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Çalmadık kapı, sıkmadık el, girmedik gönül bırakmayın” diye partililerine söylediği bu sözü en üst seviyede dünden bugüne attığı adımlarla sağlayan Kaya başkanlık koltuğuna oturdu.

Oy oranını düşüren iktidar partisinin başta milletvekilleri ve il, ilçe teşkilatları işte bu sözü yerine getirmbeyip, millete tepeden bakma, ötekileştirme, tokuşturma ve kendisinden olmayanı yok sayan anlayışı ile icraatlar yapınca hal böyle oldu. Bir yerlerine süs takıp Erdoğan’ın sermayesini yiyenler Ahmet Kaya’nın başarısını tez yapıp okusunlar.

Seçildikten sonra kapılarını herkese kapısını açan Kaya’nın polemiklerden uzak durup, çevresini sarmaya çalışan yalaka takımının yarattığı dalgaya kapılmadan icraat yapmasını milletin beklediğini söylemek isterim.

Kaya’nın en büyük rakibi bundan sonra partilileri olacaktır. Yola çıktıklarını yolda buldukları ile değişmeden önümüzdeki zaman diliminde halkın beklentilerine cevap vermek için kolları sıvayan Kaya’ya onlar da gölge etmemeli. Dedim ya Kaya’nın yıllar sonra iktidarın elinden Ortahisar Belediyesi’ni söküp alması tez olup siyaset yapan herkese okuması için sunulmalı.

ARAKLI’NIN ÇEBİ’Sİ

Trabzon’un Araklı Belediye Başkanlığına seçilen Coşkun Çebi görevi aldı, kolları sıvadı ve ilçesine hizmet etmek için yola çıktı. Çebi’nin koltuğa oturduktan sonra attığı adımlar ilçede adaletli olarak yorumlanması bence çok önemli.

Adalet hepimizin istediği bir adım. Bu adımı görevinin ilk günlerinde atıp ilçesine hizmette ve belediye yönetiminde gösteren Çebi’nin çalışma arkadaşlarında yaptığı görev değişimi de vatandaşlar tarafından olumlu bulunduğunu söylemek mümkün.

Yıllarca mesleği gereği ilçe halkına gösterdiği yaklaşım ve dost elinin karşılığını alıp başkan olan Çebi’nin önümüzdeki günlerde adalet şemsiyesi altında daha büyük hizmetlere imza atarak ilçenin değişimine katkı koyacağı beklentisi şimdiden oluştu diyebilirim.

SÜRMEN GERÇEĞİ

Ayhan Sürmen’i tanımayan yoktur. Siyaset dünyasının da renkli ismi olan Sürmen’in sahip olduğu bilgi birikimi hiç de küçümsenemeyecek kadar büyüktür. Trabzon ve ülkesi adına yüreğinin hep daha büyük hizmetler için attığını bilmeyen yoktur.

Sürmen’in şanssızlığı ise omuz verdiklerinden gördüğü vefasızlık olmuştur. Kendisine sorsan yok ben milletin, Trabzon’un daha iyi yaşam koşullarına ve huzurlu olmasına karşılıksız katkı koydum der. O bunları dese de eline yetkiyi alan ya da koltuğu kapan Ayhan Sürmen’i görmezden gelmemeli.

Trabzon için önemli bir isimdir Ayhan Sürmen. Hiç kimse öküz altında buzağı arayıp Sürmen’e sırt çevirip onun bilgi ve tecrübelerinden faydalanmaktan imtina etmemeli.

ALO 199’UN SESİNİ DUYUYOR MUSUNUZ?

Sözü fazla uzatmayacağım. Trabzon’da 2 bin kişinin ekmek yediği kapıya kilit vurulması için düğmeye basılmış, Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğü’nün ALO 199 Çağrı Merkezi’nin içinin boşaltılması için emirler verilmiş. Biraz durun bakalım. Bu kadar kolay mı bu kadar insanı kapı dışarı edip elinden ekmeğini almak?

Şunu söyleyeyim, belki iktidar partisinin Trabzon kanadının elini bu konuşulan sözler güçlendirir. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya kendisinden önce bakanlık yapan Süleyman Soylu’nun icraatını yok etmek için çaba gösterdiği iddia ediliyor. Eğer bu iddia doğruysa Soylu’nun döneminde ekmek kazananların elinden bu ekmeklerinin alınacağını işaret ediyor.

Bu insanları bir çırpıda kapıya koyanlara sormak gerek: Bu insanlar sizlerin düzenlediği mitinglerde alanları doldururken iyiydiler de şimdi mi kötü oldular? İktidar partisinin seçimi kaybetmesinin bedelini parti yöneticilerine ödetme yerine bu insanlara mı ödeteceksiniz?

Sizlere hatırlatayım, insanlar bir gün aldıkları dua ya da beddua ile karşılaşırlar. Beddua alanın da iflah olması mümkün değildir. Gelin binlerce insanın ekmek kapısını kapatmaktan vazgeçin. Yazık, gerçekten yazık! Trabzon’da 350 kişi, diğer şehirlerde kaç kişi bilmem, devlet ana ve baba ise evlatlarını sokağa atmaz.