Gittiğim üçüncü emlakçıdan da bana uygun bir yer
bulamamıştım. Amerika’ya geleli bir haftadan fazla olmuştu ve artık kiralık bir
ev bulmam şarttı. Hem bu iş için ayırdığım zamanın okulda göze batması
tehlikesi vardı, hem de yanında kaldığım hocama daha fazla rahatsızlık vermek
istemiyordum. Emlakçıdan gelen telefonu heyecanla açmamın temel nedeni de
buydu. “Yeni bir yer var, aslında size göre oldukça büyük ancak sahibi geçen
sene öldü ve oğlu da satana kadar kira almak istiyor. Fiyatı çok uygun, üç adet
de banyosu var” dedi. Benim gibi ev arayan bir arkadaşımın birlikte ev tutma
fikri aklıma gelince evi görmek istedim. İstenilen kira gerçekten beklediğimden
daha düşüktü. Emlakçı ile eve doğru giderken o yine “üç adet banyosu var” deyip
durdu. Bu “üç adet banyo” vurgusu canımı sıkmaya başlamıştı. Seneler önce
Japonya’da yaşıyorken yan laboratuvardaki hocanın bana “Türkiye’de tavuk var
mı?” diye sormasını aklıma getiriyordu. “Bu üç banyo niye bu kadar önemli,
Türkiye’de benim yaşadığım evde de var. Birçok evde var zaten” dedim. Çok
şaşırdı. “Çok pahalı sistemler olduğu için bizim bölgede çok görülmez” diye
devam etti. “Yahu üç tane batarya ile duşkabin işte, nesi pahalı, herkes altı
silindir araç kullanıyor, kimse evinde yemek yemiyor burada” diye üsteledim. “Hayır”
diye devam etti. “Aynı anda üç banyo ve evdeki diğer musluklar kullanılıyorken,
ayarlanan suyun sıcaklığı değişmesin diye kullanılan pompa sistemi çok pahalı.
Onu herkes yaptıramadığı için üç banyo çok görülmez.” Biraz daha detaylı
sorunca konuyu anlamıştım. Bize göre banyo; duvar, seramik, küvet, batarya ve
duş demekti. Onlar içinse aynı anda evdeki tüm musluklar ve duşlar açıldığında
bile güvenlik nedeniyle değişmemesi gereken su sıcaklığı... Aklıma berberde yan
koltukta oturan müşterinin saçını yıkamak için musluk açıldığında benim
başımdan akan suyun soğuması, sonra o kapatılınca haşlanmış yumurtaya döndüğüm
gençlik günlerim geldi. O evi tutmadık. Çünkü belli ki kadıncağız evdeki son
temizliği ölmeden on sene önce yapmıştı ve üç banyonun her birini temizlemem
için bana birer ay gerekirdi. Ama üç banyonun “üçü de aynı anda kullanılırken
suyun sıcaklığının değişmediği banyo” demek olduğu, bir deprem ülkesinde
yaşayan ve dilinde “kolon kesmek” diye bir terim olan bir coğrafyada hepimizin
aklında yer etmeli.
Standart olarak bir fonksiyonu yerine getiriyor olmanın
“nitelikli olmak” olarak algılanmadığı güzel günlere...