Türkiye nefesini tutarak,
tarihinde ilk kez sonucunu kestiremediği bir seçimin arifesinde…
Sandıktan çıkmak için her şeyin yapıldığı, yalanların ve hakaretlerin havada
uçuştuğu hiç de sıradan olmayan bir seçime gidiyoruz.
Öyle ya…
Gerçekten bugün yaşananlar sıradan bir seçim mücadelesi olsaydı;
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bağcılar’da seccade ile kürsüye çıkarak Kılıçdaroğlu’na
“Fazla kalmadı, birileri seccadelerin üzerine ayakkabılarla basabilir. Çünkü
bunlar Pensilvanya'dan alıyorlar talimatı” diyebilir miydi?
Gerçekten bugün yaşananlar
sıradan bir seçim mücadelesi olsaydı;
İstanbul Büyükşehir Belediye
Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Erzurum'da düzenlediği mitingde seçim otobüsüne
radikal bir grup tarafından taşlı saldırıda bulunulur muydu? Onca yaralı olur
muydu?
Gerçekten bugün yaşananlar
sıradan bir seçim mücadelesi olsaydı;
AKP Genel Başkan Vekili Binali
Yıldırım, “Bu seçim, işgalcilere karşı istiklal mücadelesi seçimidir. Bu seçim,
PKK ve FETÖ terör örgütünü meşrulaştırmaya çalışanlara karşı milli ve yerli
liderin seçimidir,” diyebilir miydi?
Gerçekten bugün yaşananlar
sıradan bir seçim mücadelesi olsaydı;
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 14
Mayıs’ta iki fotoğraftan biriyle karşılaşılacağını ifade ederek “Ya şampanya
patlatıp kutlayanlar olacak ya da alnını şükür için secdeye koyup Rabb’ine
hamdedenler olacak” diyebilir miydi?
Gerçekten bugün yaşananlar
sıradan bir seçim mücadelesi olsaydı;
HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya
Yapıcıoğlu, Irak’ın kuzeyindeki Kürt yönetiminin eski lideri PKK’nın hamisi
Mesut Barzani ile görüştüğünü Twitter’dan göğsünü gere gere paylaşabilir miydi?
Gerçekten bugün yaşananlar
sıradan bir seçim mücadelesi olsaydı;
Afgan, Suriyeli, Papua Yeni
Gineli ve dünyanın her yerinden milyonlarca sığınmacı, mülteci elini kolunu
sallaya sallaya kimseye hesap vermeden bu ülkeye gelebilir miydi?
Sonuç olarak.
Gerçekten sıradan bir seçim mücadelesi
olsaydı;
Camiler seçim bürosu, kamu
binaları boy boy afiş asılacak bilboartlara döner miydi?
Minarelere parti bayrakları asılır mıydı?
Yani anlayacağınız ülkemizde yaşananların hiçbir normal olmadığı gibi,
önümüzdeki seçimin de normal ve sıradan bir seçim olmayacağı gün gibi
aşikardır!
…Ve o gün geldi çattı.
Pazar günü sandık başına
gittiğimizde; elinizde tuttuğunuz oy pusulasına bir kez daha bakıp, onun
anlamını ve değerini bilmelisiniz…
O iradenizdir.
O pusula sizsiniz!