SON DAKİKA
SON DAKİKA


Baş koymuşum Türkiye’min yoluna
1.08.2023

Akbelen ormanlarında birkaç günden beri yaşananları dehşet içinde takip ediyorsunuzdur.

O ormanlar bugün hala kuşatma altında…

Polis barikatının karşısına geçen bir kadının jandarmalara "Bu ülke hepimizin.

Biz vatanı koruyoruz. Şu an Çanakkale'de yatanlar ayaklansa size teşekkür mü ederlerdi" dedi.

Ve dün gazetemiz Karadeniz de bu sözleri manşete taşındı…

Biz de Trabzon’dan Akbelen ormanlarına ancak bu kadar yardım yapabilirdik.

Elimizden bu gelirdi çok üzgünüz orada yok olan ormanlardan dolayı.

Halbuki Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2019 yılında ormanlara şu sözlerle sahip de çıkmıştı.

Erdoğan, “Orman alanlarını betona çevirme gayretinde olanlar var. Şu para kapitalizm, nelere muktedir. Orman morman ne var ne yok kesiyor atıyor. Doğa şöyle olmuş böyle olmuş umurunda değil” o zaman Cumhurbaşkanı Erdoğan ne güzel konuşmuş değil mi..

Eskiden devlet korumaya çalışırdı ormanda vatandaş kaçak kesim yapmasın diye.

Şimdi Vatandaş gücü yettiğince devletten korumaya çalışıyor ormanları. Kimse kesmesin, sondaj atmasın, maden ocağı olmasın  bu güzellikler kaybolmasın diye.

Ve ne acıdır ki Jandarma ile o bölgenin mazlum köylüsü her zaman karşı karşıya geliyor.

Bizim bugün üstünde anlımız ak başımız dik yürüdüğümüz bu vatan, bir harita kâğıdındaki kırmızı sarı siyah çizgiden ibaret değil ki...

Veya sadece bir avuç toprak da değil

Ağzından öyle istemsizce çıkan bir sözcük de değildir Vatan

Vatanın korusu vardır, ormanı vardır, vadisi vardır ..

Ayak bastığınız bu topraklar üstünde siz bir tek ağacı kestiğinizde eksilir dedemden bize miras kalan bu vatan...

Kuşları, balıkları, yaylaları, meraları, bu topraklar üzerinde bir göl kurutulduğunda, kayıp denize kayan her bir avuç toprakta vatan azalır.

Dikkat edin bu vatan topraklarında böyle bol bol akan dere kalmadı.

O muhteşem ormanlar ve güzide dağlar, sıra sıra altın arayıcılarına peşkeş çekildi...

Koylar sahiller ve güzelim kumsallar, Araplara...

Gözümüzün gördüğü o uçsuz bucaksız yeşil alanlar, yap-satçı müteahhitlere...

Şimdi gözlerini kapat ve hayatından ağaçları, kuşları, dağları ovaları dereleri ırmakları çıkartın.

Ortada vatan diye bir şey kalır mı.

Kalmadı da zaten

Vatan dediğin bu kanla sulanmış toprakların sıra sıra dağları vardır...

Yalçın, heybetli, devasa görkemli... Hani insanın uzaklara dalıp da, şimdi orda olsam da yaslansam dediği o koca koca dağlar…

Ve uçsuz bucaksız eteklerinde, vadilerinde, çobanların sürü gezdirdikleri...

Siz şimdi çıkartın bu dağları hadi yok sayın...

Ortada bir avuç toprak kalır vatan diye bir şey kalmaz.

Hani hep miting alanlarında hep bir ağızdan slogan halinde söylüyoruz ya…

“Baş koymuşum Türkiye'min yoluna

Düzlüğüne yokuşuna ölürüm

Asırlardır kır atımı suladım

Irmağının akışına ölürüm Türkiye'm

Ölürüm “Türkiye'm” diyoruz ya

Hiç kimsenin öldüğü yok bu topraklar için. Zamanında ölen öldü bu topraklar için, bizde babadan dededen kalan malları satarak gününü gün yapan miras yediler gibi vatanın ırmaklarını, derelerini satıyoruz. Parsel parsel pafta pafta…

Ne diyebiliriz ki?

Bari bu toprakları size emanet eden Şehitlerden utanın...

Ben utanıyorum…

 

ANLAYANA

 

“Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,

yok edin insanın insana kulluğunu,

bu dâvet bizim...

 

Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür

ve bir orman gibi kardeşçesine,

bu hasret bizim...”

 

NAZIM HİKMET RAN

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap