783.562 km² olan bilge lider Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarından bize yadigar bu güzelim ülke, hepimizin ülkesidir.

Tahminen dört bin beş yüz milyar yaşında olan bu dünya, hepimizin dünyasıdır, dini ırkı mezhebi inancı ne olursa olsun ayırımsız hepimizindir.

Aklımız, fikrimiz, düşüncelerimiz hislerimiz ve duygularımız. İstediklerimiz. İstemediklerimiz. Tüm insanlık hepimiz bütün bunlarla bir aradayız.

Elimizden geldiğince ve mümkün olduğunca birbirimizi dinleyeceğiz.

Ve ısrarla ama ısrarla birbirimizi anlamaya çalışacağız.

İçimizden biri mutlu değilse biz de mutlu olamayacağız.

Ve birimiz ağlıyorsa biz de onunla ağlayacağız gülemeyeceğiz.

Bizler yaşadığımız sürece birbirimizle var olduğumuzu bileceğiz.

Ben buna inanıyorum ki toplumsal barışın anahtarı bu bilinçtir.

Bu yukarda sizlere yazdıklarımın çok zor olduğunu biliyorum Fakat bana inanın ki barış da savaştan daha zordur.

Dünyada olup bitenleri, sınırlarımızda olup bitenleri Gazze’de yaşananları görüyorsunuz görüyoruz.

Elimizi sıkarak yumruk yapmak o kadar kolaydır ki ama tokalaşmak için elimizin karşıya uzanması çok daha zordur.

Bizler hep birlikte zor olanı yapacağız.       

Bizim bu ata yadigarı topraklarda var olmamız buna bağlıdır.

Şuna inanın ki ‘Savaş, silahlı siyasettir.

Siyaset, silahsız savaş.’dır

İsmini hatırlayamıyorum Bir siyasetçi böyle tanımlamıştır ikisini de.

Peki ya barış nedir?

Barış, karşındakini dinlemektir, anlamaktır, adalettir, eşitliktir, güvendir, saygıdır, ve hep birlikte yaşayabilmektir.

İnsanın kendisiyle barışık olması da budur

Birlikte yaşamayı seçmiş olduğunuz eşinizle evliliğinizdeki huzur da mutluluk da saadet de budur.

Çekirdek aileniz içindeki dayanışma sırt sırta vermede budur. Ve de bir topluluğun ortak davranışı da budur. Bir ülkenin içindeki barış anlayış huzur da budur. Ülkeler arasındaki kalıcı barış da budur. Sizin barış yapmak için bir amacınız varsa kesinlikle sorunlarınız çözülür.

Artık bizler hep birlikte hatalarımızla sevaplarımızla omuz omuza verip yaşamayı başarmalıyız.

Eğer biz bunu başaramazsak

Çok büyük kavgalara sürükleniriz

Sürüklenmeyelim.

ANLAYANA

Eski Türk yazıtlardan birinde şöyle yazar : Kuzu dizlerinin üzerine çökerek annesini emer , Karga yaşlı annesini besler ;

Bunun adı :

" saygılı davranmaktır ."

Horoz  şafak vakti öter ,  Yaban kazları Her bahar kuzeye her sonbahar güneye uçar ; bunun adı :

'' söz tutmaktır .''

Yeşilbaşlı ördek eşini kaybettikten sonra ölene kadar yeni bir eş bulmak istemez .

Bunun adı :

'' sadakat '' dır

Bir geyik iyi bir otlağa rastladığında yaşadığı sürüyü oraya davet eder ve paylaşır, karınca yemek gördüğünde bütün koloniyi oraya çağırır ;

Bunun adı :

'' adalettir .''

Eğer bir insan bu erdemlere sahip değilse :

Hayvandan beter bir halde yaşıyordur .!