Hep demişimdir, biz Türkler hangi işimize başlarsak başlayalım önce Türk gibi başlarız, sonra Alman gibi devam ettiririz, İngiliz gibi bitiririz.
Tarih boyunca Türkler işe davullu zurnalı, balonlu açılışlar yaparak başlar ama işin devamında gevşeklik, umursamazlık gelir ve kaçınılmaz son yaptığı iş kalitesini kaybeder, sessiz sedasız kapanır, kaybolup gider.
Almanlar ise bir işe disiplinle başlar, ısrarla disiplinli sürdürür, mükemmel olmasını çok istedikleri için de bitirmede başarısız olurlar.
Onun içindir ki iki dünya savaşını başlatıp her ikisinin de sonunda yenilgiye uğramak Almanların turnusol kâğıdıdır.
Bu İngilizler ise bitirmeyi bildikleri için Hindistan’dan çıkmış, adalarında hala daha başarılarını sürdürmüşlerdir.
Bakın Atatürk, bitirmeyi bilen eşsiz deha, kendisine “Selanik avucumuzun içinde, alalım” diyen yardımcılarına “Hayır, bizim gücümüz bellidir, gidebileceğimiz yer bellidir, sınırlarımız çizilmiştir” diyen büyük strateji ustasıdır.
BİTİRMEYİ BİLMEK ERDEMDİR...
Senin bütün uğraşlarına rağmen bir evlilik yürümüyorsa uygarca anlaşarak bitirmek bir erdemdir. Karşılıklı olarak birbirini suçlamadan, birlikte geçirilmiş zamana, yaşanmışlıklara da saygı duyarak, çocukları birbirine karşı kullanmadan ayrılmayı bilen çift, büyük bir işi başarmış sayılmalıdır.
Yaptığı yanlışı kabul eden kişi hem kendisine hem de yanlış yaptığı kişilere duyduğu saygıyı sürdürür hem de yanlışı yinelemediği için kendisine yarar sağlamış olur. Nerede bitireceğini bırakacağını bilen devlet insanı ülkesinin kendisinden sonrasını da düşünen başarılı bir yöneticidir. Bu konunun en yakın örneği Angela Merkel’dir. Dünyanın neresinde olursanız olun hayatın her yerinde bitirmeyi bilmek, çekilmeyi bilmek, çağdaş demokrasilerin en güçlü yanı. Bunu bilmeyen, bütün başarısızlıklara karşın koltuğa yapışan bir otokrat, bir despot ise artık yasaları bile tanımaktan vazgeçecektir. Bundan sonrası bütün devlet normlarını bir yana iten zorbalık olacaktır. Böyle bir durumun çözümü toplumun sağduyusudur.
KARŞI ÇIKARAK ÇATIŞMA...
Toplumda iki sonuca ulaşılır: Ya koşulsuz teslimiyet ya da karşı çıkarak çatışma. Bunların ikisi de herkes için zararlı sonuçlar verir. Bundan kurtulmanın yolu: Toplumsal sağduyudur. Toplumsal sağduyu: Gerilimi azaltarak, konuşarak, anlatarak, yararlı işler yaparak, toplumla kaynaşarak sorunları çözme yolunda yürümektir.
TOPLUMSAL SAĞDUYU
Sonuç olarak “Toplumsal sağduyu” kendi barışçı yolunda yürüyecektir. Toplumda gerilimi azaltma, diyalog kurma, sorunları anlayarak, anlatarak çözüleceğini açıklamanın hepsi “toplumsal sağduyu” yoludur.
HER KÖTÜ GİDİŞİN DÜZELİŞİ OLACAKTIR
Bugün yaşanan bu kötü gidişi bitirecek olan da “toplumsal sağduyudur”... Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bütün devrimlerini bu halkın sağduyusu ile yapmıştır. Eninde sonunda da sağduyu kazanacaktır. Yaşayarak göreceğiz
Giriş Yap
Üye Ol
