SON DAKİKA
SON DAKİKA


Söz Konusu Çocuklarımız…
15.06.2023

Sosyal medyanın gücü göz ardı edilemez durumda… Yaşamımıza öyle bir girdi ki,  alışverişten banka işlemlerine kadar her şeyi internet üzerinden yapıyoruz… Aile ve sosyal hayatımız bile internetle şekilleniyor. Yetişkinler internetle bu kadar iç içeyken çocuklarımızın internetten uzak kalmasını bekleyebilir miyiz? Unicef'in 2018 yılında yaptığı bir açıklamaya göre her yarım saniyede bir çocuk internetle tanışıyor ve çevrim içi yaşamın risklerine maruz kalıyor.

 Çocukların sosyal medya kullanımında, ebeveynlere büyük sorumluluklar düşüyor.

Çocuğun gün içerisinde 3 saatten fazla olmamak kaydıyla interneti yararlı bir şekilde kullanması, gelişimine elbette katkı sağlar. Kullandığı internet sayesinde okulda öğrendiği bilgiyi pekiştirebilir ve üzerinde araştırmalar yapabilir…

Bir sosyal ve dijital kimliğinin olması sosyal öz güvenini artırabilir.

İnternette kalma sürelerinin uzaması ise çocuklarda, dikkat dağınıklığını arttırırken, algı düzeylerinde düşüş gösterebilir, gerçek hayatla, sosyal medya arasında sıkışıp kalmalarına, sorumluluktan uzaklaşmalarına ve içe kapanmalarına neden olabilir.

 Sınır koyamadığımız noktada sosyal medya çocuklarımızı daha fazla esir alarak, bağımlılıklarını artırıyor… Cep telefonuna ve sosyal medyaya bağımlı çocuklar vakitlerini verimsiz harcarken, yaşlarına uygun olmayan içeriklere maruz kalabiliyor.

Sosyal medya ile gerçek hayat arasındaki bağı tam kuramayan çocuklar zamanla, dış dünyayla ve arkadaşlarıyla iletişim içinde olamıyor.

 Psikologlar, “internetle beraber çocukların zararlı içeriklere ve kişilere ulaşması oldukça kolaylaştı. Bu zararlı içeriklerden dolayı sağlıksız bilgiler edinme, duygu durumda değişiklikler, güvenlik problemleri, istismara uğrama gibi tehlikelere açık durumda kalıyorlar.” uyarısında bulunuyor.

Ebeveynlerin çocukları hakkında çeşitli bilgi ve resimleri sosyal medyada yayınlamaları da düşüncesizce yapılan hatalar arasında.

Sosyal medya aracılığıyla yaptığımız yayınlar yüzünden, çocuklarımızın özel hayatı erişime açık hale gelmiş durumda. Çocukların en özel fotoğraflarını ve bilgilerini açık bir şekilde paylaşmak, dijital ayak izi oluşturulmasına yol açmakta. Bu iz çocuklarımıza açık tehdit oluştururken, devamında da daha vahim sorunlar ortaya çıkabiliyor.

Sonuç olarak; Elimizdeki akıllı telefonların, tabletlerin ve bilgisayarların günlük hayatımızdaki yeri büyüdükçe, çocuklarımıza ayıracağımız zaman küçülüyor.

Çocuklarımızın sosyal medya bağımlısı ve sanal kişiliklere dönüşmesinin önüne geçmek için uzmanlar, “ebeveynlerin dijital okuryazarlık kazanmalarını; çocuğu teknolojik araçlarla denetlemelerini, bilinçlendirmeleri, risklerden korumaları, kısacası; çocuklarımızla daha fazla zaman geçirmemizi öneriyor.

“Anne babaların çocuklarıyla sohbet ederek, gazete, kitap veya dergi okuyarak, kendi günlük hayatlarından bahsederek geçirdikleri zamana, kaliteli zaman diyoruz.

Aileleriyle “kaliteli” zaman geçiren çocukların çok daha mutlu, başarılı ve özgüvenli olduğuna dikkat çekiliyor.” (Bu arada, oyuncaklarıyla oynayan çocuğun yanında oturup e-postalara bakmak, sosyal medyayı takip etmek, gündelik işleri yapmak onlarla vakit geçirdiğiniz anlamına gelmiyor.)

 Söz konusu çocuklarımızsa eğer, bütün dikkatimizi onlara vermeliyiz.

Burada ki en önemli nokta karşılıklı iletişim ve etkileşimin yaşandığı zamanların yaratılmasıdır. Anne babalar sözüm size; çocuklarımız güvenli alanlarda büyümeli ve gelişmeli. Çocuklarınızın güvenliğinden ve duygusal gelişiminden ilk önce siz sorumlusunuz.

 

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap