Verdiği mesajlarla uzlaşmacı bir politika izleyeceği ön plana çıkan AK Parti Trabzon Milletvekili Aday Adayı Mehmet Atalay ile Trabzon için hedeflerini, projelerini, siyaseti ve sporu konuştuk...

Belediyecilikten bürokrasiye, oradan da siyasete adım attınız. Halk, politikacıların hep seçimden seçime geldiğini söyler. Siz milletvekilliği, inşallah devamında bakanlık sürecinde nasıl bir profil çizmeyi düşünüyorsunuz? Mehmet ATALAY: Ben aynı şeyi bü- rokrasi için de söylüyorum. Her biri farklı görevler ama bürokratlar rezervasyon memuru olmayacak. Ben, rezervasyon memuru bir genel müdür olmayacağım, dedim.

Her şeyi imzalayan adam durumunda olmadık. Eski Gençlik ve Spor Genel Müdürümüzü ziyaret etmiştim. Masası evrak yığınıydı. O evrakların altında her genel mü- dür ezilir. Hiçbir genel müdür de yürütemez, bunu iddia ediyorum. Ben ilk geldiğimde o evrakları dağıttım, yetkilerimi arkadaşıma verdim. Sayın Bakanım Mehmet Ali Şahin yetkilerinin büyük kısmını bana verdi. Bize güvendi, ben de arkadaşlarıma güvendim. Milletvekillerimiz için tabi ben standartları belirleyecek değilim ama bizim düşüncemiz şu: Tabi ki halktan kopmayacak, dertlerini dinleyecek, sorunları yerinde gö- recek, bunun ötesinde de asıl küçük işlerle uğraşmak yerine büyük projeleri takip edecek.

Bürokratken hoşuma gitmeyen milletvekili alışkanlıkları vardıysa onları tekrarlamayacağıma söz veriyorum. Nasip olur mu olmaz mı onu bilmiyorum. Takdiri ilahi. Bana Diyarbakır’da da talepler gelir, not alırım, bir garibanın bir işi olur, onu takip ederim. Bu bizim insani bir vazifemiz zaten. "Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim" diyor şair. Biz bunu hep hissettik ve hep yapmaya çalıştık. Bunun ötesinde de sorunları öteleyecek çözümleri görmezden gelecek bir yapıya asla girmeyiz.

Enteresan ve güzel projeler

İnsanlar size ulaşabilecek yani! Mehmet ATALAY: Evet, bana her zaman ulaşacaksınız. Ben telefonumu 21 yıldır değiştirmedim. Sayın Cumhurbaşkanımızın belediye başkanlığı döneminde, il başkanıyken yanında başladık. Belediye başkanıyken kullandığım telefonu kullanıyorum, bundan hiç de rahatsız olmuyorum. Gece yarısı üç buçukta da beni arayan oluyor. Ben bürokratım, siyasi değilim. Bir bürokrat olarak kapatıp kaytarabilirim ama asla kaytarmıyorum. Biz onları yaparken de halkın sorunlarını çö- zecek büyük bir proje kazandıracak, milyon dolarlar getirecek, standartları yükseltecek, esnafın para kazanmasını sağlayacak, burada istihdamı sağlayacak projeleri takip ederken bazen beş saat toplantıda olacaksınız.

Sizi aradıkları zaman görüşemeyeceksiniz ama toplantıdan çıkınca sırayla arayanları arayacaksınız. İnsanlar çekinmesinler, söylesinler diyorduk hep. Sorunu zaten çok basit bir şey, hemen çözülecek. Ha benim görüşmem gerekiyorsa oradan çıkınca zaten görüşeceğim. Telefonumuzu kapatmayacağız, hep açık duracak ve her zaman halkın arasında dolaşacağız. Ben bu ülkede en çok kilometre yapan insanlardan biriyim. Gitmediğim il yok, gitmediğim ilçe neredeyse yok. En tehlikeli anlarında gittik hepsine. Türkiye’nin haritası zaten kafamızda mevcut. Trabzon’u zaten biliyoruz.

Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü dönemimde burada iki tane büyük organizasyon yapınca ilçe ilçe tesislerin her aşamasında, arazisinin bulunmasından baş- lıyorduk, yapımında inşaatının hızlı tutulmasına, bitimine, ondan sonra gelen organizasyonların takibine kadar her aşamada bulunduk ve her aşamada halkla iç içe bulunduk. Bize bir telefon kadar yakın olacaklar, illa seçmen olmaları da gerekmiyor.

Mehmet Atalay ismi Ankara’da ağırlığı olan, bilinen, tanınan bir isim. Beklentiler de oldukça fazla. Bu beklentileri de siz yükselttiniz. Gelecek dönemle ilgili neler planladınız? Mehmet ATALAY: Yaptığımız işin bilincinde olarak ve önemine vakıf duygularla Trabzon’un geleceği adına planladığımız makul, mantıklı, vizyoner ve yapılabilirliği yüksek projelerimizi hazırladık. Geçmişte Trabzon için yaptıklarımız, gelecekte yapabileceklerimiz hedeflediğimiz önemli projeler için önemli referanslar içeriyor. Büyüyen, gelişen Türkiye’mizde şampiyon bir Trabzon, ekonomisi güçlü, geleceği aydınlık ve ülkemizi taşıyan bir bölge olmasını diliyoruz. Bu güç Trabzon’da ve Karadenizlide mevcut. Şimdilik bu projelerin Trabzon’u yaz kış dünyanın her yerinden turist çeken bir turizm cenneti yapacağını söyleyebilirim. Disnayland’ı söyledik, sahillerimizi söyledik, plajlarımızı söyledik. Ama çok daha enteresan ve güzel projelerimiz var. Trabzon Rize, Giresun ile mücadele etmeyecek. Trabzon bunları yanına alıp bölgeyi Orta Asya, Rusya, İran ve Ortadoğu için çekim merkezi yapmalı. Rekabetimiz komşu şehirlerle değil komşu ülkelerle, Soçhi ile, Batum’la, olmalı.

TFF kimsenin çiftliği olmamalı

Türkiye Futbol Federasyonu Sayın Bakanımız Mehmet Ali Yılmaz döneminde doğru bir hamleyle özerkleştirilmişti. O günün koşullarında çok ilerici ve cesur bir karardı. Bunun meyvelerini de topladı Türk futbolu. Ancak bugün TFF’nin özerk yapıyı doğru bir şekilde kullanamadığını görüyoruz... Mehmet ATALAY: Genel müdürlüğümüz döneminde sporda şiddet, şike ve doping ile ilgili iyi niyet tablosu koyduk. Biliyorsunuz Türkiye Futbol Federasyonu özerk bir kuruluş. Sayın Bakanımız Mehmet Ali Yılmaz’ın döneminde özerkleştirildi. Biz doğru yapılanı her zaman onure ettik. Etmeliyiz. Sayın Yılmaz, bakanlık yaptığı dönemde Futbol Federasyonunu özerkleştirmiş bir isim. Biz de 2002’den sonra futboldaki özerkliğe bakarak diğer federasyonları özerkleştirdik. Yalnızca bu da değil. Sinan Erdem Spor Salonu’nun temeli de onun bakanlığı döneminde atıldı. Daha sonra biz bitirip açılışını yaptık.

Trabzon’da Kamp Eğitim Merkezi, Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri; bunlar büyük düşünen birinin yapabileceği işler. Trabzon için, Türkiye için önemli bir değer. TFF’nin özerkleştirilmesi Türk futbolu için devrim niteliğinde önemli ve doğru bir karardı. Ancak daha sonra gelen yönetimlerin keyfiliğini görüyoruz. Evet, devlet spora karışmaz ama kimseyi de keyfiliğe bırakamaz. Düzenleyici olmalı, denetlemeli. Hiçbir yer çiftlik değil. Şiddetle Mücadele Yasası’nı biz çıkardık. Uygulamasını biz yaptık. Müsabakaları tek tek takip ettik, dosyaları, raporları, işlem yapın diye valiliklere talimat yazardık. Spor dostluk ve barışsa ihlal edeni cezalandırmak hakkımız. Şike ve dopingle mücadeleyi kim ihlal ederse devlet bunu iç işlerine karışmadan takip etmek zorunda.