Yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarının ardından hükümetin yargıya ve emniyete yaptığı baskıyı Trabzon halkı protesto etti. Trabzon Dayanışma Platformu öncülüğünde gerçekleştirilen yürüyüş ve basın toplantısında, yolsuzluk ve rüşvet olayları protesto edildi, hükümet istifaya çağrıldı. Sık sık, ''Bakanlar yetmez, hükümet de istifa'', ''Kim bunlar kim bunlar, hırsızlar hırsızlar'' diye bağıran katılımcılar, hükümet yanında cemaati de suçlayan sloganlar attı. Atatürk Anıtı önünde toplanan katılımcılar adına açıklama yapan Muhammet İkinci, şunları söyledi: "Sayın Başbakan ortaya çıkan yolsuzlukların nedenini, yapılan yolsuzluk operasyonunu iç ve dış mihraklara bağlıyor. Soruyoruz, bu ülkeyi emperyalizmin cephe ülkesi haline getiren kim? Emperyalizmin, kapitalizmin ihtiyaçları çerçevesinde bu ülkenin neoliberalizme dönüşümünü sağlayan kim? Türkiye toprakları aynı zamanda NATO topraklarıdır diyen kim? Biz ülkemizi pazarlıyoruz diyerek tüccar mantığı ile ülke kaynaklarını yok pahasına elden çıkaran kim? Bugün iç ve dış güçler dediğiniz sizi iktidara taşıyan güçlerdir Sayın Başbakan. Biz emperyalizmi de yerli işbirlikçilerini de yeni tanımadık. UCU SİZE DOKUNUNCA Gezi’de çocuklarımızın ölümüne sebep oldunuz. Polisimiz destan yazdı dediniz. Emri bizzat ben verdim dediniz. Bakan çocuklarına gözyaşı dökenler halkın çocuklarına acımadılar. Ailelerine bir taziye bile dileme erdemini gösteremediniz. Zonguldak’ta ekmek parası için ölen maden işçileri için ‘güzel öldüler’ demişti bir bakan. Ucu size dokununca hukuku keşfettiniz. Masumiyet karinesini hatırladınız, sabahın beşinde ev baskınlarının yanlış olduğunu fark ettiniz. Biz ‘Zulümle abat olanın akıbeti berbat olur’ demiştik. ‘Men dakka dukka’yı sizden öğrendik. TEK YOL DİRENİŞTİR Bu hükümetin meşruiyetini yitirdiği görülmelidir. Bu boğazına kadar pisliğe batmış, çürümüş ve lime lime dökülen yolsuzluk düzeninden kurtuluşun tek yolu direniştir, halk iktidarıdır. Ortaya çıkan tablonun baş sorumlusu Sayın Başbakan’dır. Sayın Başbakan nutuk atmayı bırakmalı, istifa edip halka hesap vermelidir." Şükrü ÜÇÜNCÜ