Yunanistan’da seçimler sonuçlandı ve Aleksis Çipras’ın lideri olduğu Radikal Sol Koalisyon (SYRIZA) yüzde 36’yı aşan oy oranıyla ipi göğüsledi. SYRIZA 300 üyeli parlamentonun 149 üyesine sahip oldu. Ve Yunanistan’ın çiçeği burnunda başbakanı Çipras, yıldırım hızıyla hareket ederek hükümetini kurdu. SYRIZA derken istikrarlı bir politika ve istikrarlı mesajlar veren bir partiden bahsediyoruz. Katıldığı ilk seçimde oyların yüzde 3.2'sini, bir sonraki seçimde yüzde 5'ini, 2012'de yüzde 17'sini, daha sonra da yüzde 27'sini alan bir parti SYRIZA. Yani SYRIZA merdivenlerin basamaklarını tırmanarak, hak ederek yükseliyor. Omurgalı bir siyaset izliyor, dün dediğini bugün unutmuyor; seçim vaatleri istikrarlı, oy oranları da... Peki, SYRIZA bu istikrarını iktidarda da sürdürebilir mi?

İNTİHAR PATLAMASI

AK Parti’nin Türkiye’de gerçekleştirdiği başarıya benzer bir başarı gösterir ve AK Parti gibi uzun yıllar iktidarda kalabilir mi? Bu soruların yanıtını süreç içerisinde göreceğiz ama zor görünüyor. Neden mi? Yunanistan, 2008 krizinden en fazla etkilenen ve adeta iflasın eşiğine gelen ülkelerden biri… 2008'den bu yana ekonomisi yüzde 25 küçülürken işsizliğin de zirve yaptığı bir ülke. Krizin ardından hızla tırmanan işsizlik yüzde 25'lere çıkarak 3 milyona yaklaşmış. İşsizler arasında genç işsizlerin oranı ise yüzde 60. Ekonomi küçülür, işsizlik artarken Yunanistan’ın borcu hızla yükselerek gayri safi yurtiçi hasılasının yüzde 175’ine ulaşmış. Yani 240 milyar avroyu aşan bir dış borçtan bahsediyoruz. İflastan kurtulmanın yolunu kemer sıkmakta bulan Yunanistan, krizin faturasını yoksullara kesince, uzun vadeli bir siyasi istikrarsızlıkla tanıştı. Kriz sosyal hayatı da parçalayınca, sırf ekonomik nedenlerle intihara başvuranların sayısı 4 bini aşmış.

KOMŞUDA PİŞER...

İşte SYRIZA böyle bir ekonomik ve sosyal tablosu olan ve sol damarın en güçlü olduğu bir ülkede iktidara geldi. Ve şimdi başta AB’nin lideri Almanya olmak üzere, İspanya, İtalya, Türkiye, ABD hatta tüm dünyanın gözü Yunanistan’da kafalarda tek soru var: Acaba 1981'den beri AB, 1952'den beri NATO, 1961'den beri OECD üyesi 11 milyon nüfuslu Yunanistan’da SYRIZA nasıl bir yol izleyecek? Aleksis Çipras, vaatlerinin ne kadarını hayata geçirecek? SYRIZA kazandı, bizim solcular çok sevindi bu işe... (‘Komşuda pişer, bize de düşer’ diye düşünüyorlar herhalde...) Kılıçdaroğlu’na sormuşlar, o da çok memnunmuş. "Yunanistan’daki seçimler çok güzel. Bizimle aynı dünya görüşünü paylaşan bir siyasi partinin başarı kazanması elbette ki güzel" diyor. SYRIZA ile CHP aynı dünya görüşünü paylaşıyormuş! Hiç sanmıyorum. Her şeyden önce SYRIZA, radikal sol bir parti. SYRIZA işçiden, emekçiden, proleterden oy alıyor. CHP ise burjuvaziden... (CHP’ye göre bizde zaten proleter yok!... Makarnacı var, kömürcü var!... Onlar da AK Parti’ye oy veriyor zaten...)

TÜRÜNÜN SON ÖRNEĞİ

Nitekim Çankaya, Bağdat Caddesi, Nişantaşı falan CHP’nin rekor kırdığı yerler... Sahillerde de çok iyiler. İşin doğrusu şu ki, CHP ile aynı dünya görüşünde olan bir sol parti yok dünyada. Yani türünün tek ve son örneği CHP. Aralık’ta Başbakan Davutoğlu’nun Atina ziyaretinde Çipras, "AK Parti ile bizim görüşlerimiz farklı ancak sizin ülkenizde 13 yıldır yaptıklarınızı takdirle karşılıyoruz. Aynısını biz de yapmak istiyoruz" demiş. Yani Çipras’a göre AK Parti başarılı... AK Parti’nin yaptığını yapmak istiyorlarmış. Ee elin solcusu anlıyor sosyal demokrasiden! Öyle vatandaşa bidon kafalı, makarnacı, proteini az almış cahil.., falan demiyor... Çok fark var çok! Çipras siyasetin tabanından geliyor. Kılıçdaroğlu gibi memuriyetten değil. Çipras tırnağıyla kazıyarak, merdivenleri tırmanarak lider olmuş, Kılıçdaroğlu gibi kasetle değil. Çipras emperyalizme karşı vaatleriyle seçime girdi, Kılıçdaroğlu gibi ‘tape’lerle değil. Çipras’ın partisi Filistin’i devlet olarak tanıyor, Filistin Kılıçdaroğlu’nun umurunda değil...

HANGİ SOL?

Attila İlhan’ın yaklaşık yarım asır önceki ‘Hangi Sol’ sorusu, SYRIZA yani Radikal Sol İttifak’ın Yunanistan’daki son seçim başarısıyla birlikte CHP’nin iktidara taşınması yolundaki yeni bir umudun nesnesi olarak birkaç gündür tekrar sorulmaya başlanmış ancak bu, Sol’un /Solculuğun sorgulanması değil, kendilerini AK Partili olmama nedeniyle solcu sayan ve CHP adına seçim başarısı kazanmaya yeşillenenlerin neden Türkiye’de CHP seçimi kazanamıyor sorusunu kendilerine sormalıdırlar. Doğru soru, doğru cevabın şartıdır. Doğru soruyu ille de yanlış bir cevabın şartı kılmaya kalkışmak da açık bir art niyetin göstergesidir. Sol’un entelektürel yetersizlik nedeniyle kendi solculuğuna sahip çıkmaktan aciz olduğu şu zamanda, kendisine mahsus özel ve nitelikli bir sorunun imalar, kelime oyunları eşliğinde amuda kaldırılmasıyla CHP’nin hırslarına peşkeş çekilmesi ise tek kelimeyle üzüntü vericidir.