SON DAKİKA



Haber > Gündem > İslâm dünyası bu krizi bir imkan ve fırsata dönü

İslâm dünyası bu krizi bir imkan ve fırsata dönü

18 Ocak 2015 Pazar - 11:18








Danimarka’da Jyllands-Posten gazetesinde, Hz. Peygamber s.a.v. Efendimiz’i konu alan çirkin karikatürlerin yayınlanmasıyla başlayan kriz, uluslararası bir boyut kazandı. Müslüman kitleler bu saygısızlığa tepki verirken, bazı Avrupalılar buna ifade özgürlüğü adı altında sahip çıkıyor. Hadise, basit bir karikatür meselesinin ötesinde, Avrupa’nın aklı ve vicdanı hakkında önemli ipuçları veriyor. Avrupa’da karikatür krizine üç farklı tepki verildi. Birincisi, karikatürleri bir provokasyon malzemesi olarak kullananlar ve savunanlar. Onlara göre Avrupa’nın en kutsal değerlerinden olan basın ve ifade özgürlüğü her ne pahasına olursa olsun korunmalı. Milyonlar sokaklara dökülse bile taviz verilmemeli. Hele bu sokaklara dökülen kitleler müslümansa, hiçbir önemi yok. Avrupa, bildiğini okumaya devam etmeli. Bu görüşte ısrar edenlerin, açık bir provokasyonun peşinde olduğu görülmektedir.

MEDENİLİK

İkincisi, İslâm dünyasının tepkisini anlayamama şeklinde ortaya çıktı. Ortalama Avrupalılar -özel bir husumetleri yoksa- bir karikatüre neden bu kadar sert tepki verildiğini kavrayamıyorlar. Kutsal algısı daralmış, hatta yok olmuş ve sekülerleşmiş çevreler, üç tane karikatürün nasıl böyle bir krize yol açtığını merak ediyorlar. Onlara göre Avrupa/Batı, bu ilkel tepkileri aşalı çok oldu. Batıda tartışılmayan, alaya alınmayan kutsal hiçbir şahsiyet ve konu yok. Her şey yoruma ve eleştiriye açık. Medenilik, bu gerçeği kabul etmek demek. Fakat medenilik, hassasiyetsizlik ve duyarsızlık demek değildir. Batılıların kutsal kavramını yitirmiş olmaları İslâm dünyasının değil, onların sorunu.

KIRMIZI ÇİZGİ

Batıdaki sorun basın özgürlüğünün yaygın olmasından çok, dinî sembollere gösterilen ilgisizlik ve kayıtsızlıktan kaynaklanıyor. Batıda basın özgürlüğünü kısıtlayan pek çok yasa ve uygulama var. Anti-semitizm yasaları ilk akla gelen örnek. İngiltere’de geçen yıl çıkartılan kanunlar da şiddet ve ayrımcılığı teşvik eden kişi ve yayınlara yasak getiriyor. Amerika’da Patriot Act, 'Amerikan çıkarları aleyhine beyanatta bulunmayı’ dahi suç olarak tanımlıyor. Fransa dahil pek çok Avrupa ülkesindeki anti-semitizm kanunları, Nazilerin öldürdüğü Yahudilerin sayısının tartışılmasını dahi yasaklıyor. Bu yüzden karikatürlerin yayınlamasına "bakın batılılar her şeyi açık ve serbestçe tartışabiliyor" diye bakmak, özgürlüklerin sınırlarını bilmemek anlamına geliyor. Avrupa’da da pek çok kırmızı çizgi var. Ama onların kırmızı çizgileri yani kutsalları bizimkilerden farklı. Batıyı anlamaya çalışırken, bu noktayı hep akılda tutmak gerekiyor. Bunun böyle olması normal, çünkü hiçbir toplum sınırsız bir özgürlüğe sahip olamaz. Bu, yasakçılığı savunmak değil, asgari sosyal düzeni sağlamanın bir şartıdır.


KARİKATÜR KRİZİ

Üçüncü tepki, hadiseye daha pragmatist yaklaşanların tepkisi. Avrupa’nın siyasi eliti, krizin daha fazla büyümemesi için hükümetler düzeyinde girişimde bulundular. Olayın kendisi hakkında hüküm vermeyi ikinci plana iterek, krizi kontrol altına almaya çalışıyorlar. Çünkü aklı başında siyasiler, müdahale edilmezse olayın nereye varacağını görüyorlar. 1973 petrol ambargosu hafızalardan silinmiş değil. Irak’taki işgalin Amerika ve Batı karşıtlığını beslediğini görüyorlar. Bütün bunların bir noktadan sonra kontrolden çıkacağını ve herkesin elinde patlayan bir bomba haline geleceğini biliyorlar. Bu girişimler önemli. Fakat meselenin özüne inmediği için, çözüm üretmekten çok, sorunu erteleyen yaklaşımlar bunlar. Danimarka’nın yol açtığı karikatür krizi, iki farklı değer sisteminin çatışmasıdır.

SON DAMLA

Lübnan’dan Endonezya’ya her gün yayılan tepkilerin tek sebebi, üç tane karikatürün yayımlanması değil. Karikatürler, bardağı taşıran son damlalardan biriydi. Karikatür krizi bir imkan ve fırsata dönüştürülebilir. Bunun için birkaç noktanın altını çizmek gerekiyor. Her şeyden önce Avrupa, dünyada söz sahibi bir siyasi aktör olacaksa, kendi içindeki farklılıkları kabullenmek, İslâm dünyasıyla da doğru bir etkileşim içinde olmak zorunda. Bugün Avrupa’da 25 milyon civarında müslüman yaşıyor. 400 milyonluk Avrupa’da bu insanları yok sayamazsınız. Peki bugün ne yapmak gerekiyor? Her kriz, içinde yeni imkanlar barındırır. İslâm dünyasının bu krizi bir imkan ve fırsata dönüştürmesi gerekiyor.

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap