İçinden çıkamadığımız problemlerin kolayca çözümü için tercih ve teşvik edildi teknolojik gelişmeler! Her yeni buluşta havaya atladı insanlar! “Vay anasını!” naraları ile satış noktalarında sırada sabahladı onlarca genç.

Ellerindeki markanın bir üst sürümü çıkınca, onu elde etmek için nelerini feda etmiyorlar ki! Bu hayatın her alanında böyle, yeni araçlarda, giysilerde, yaşam evlerinde ve hayatın her karesinde! Peki, yeni teknoloji ürünlerinin peşinden koşan insanların o ürünleri elde etmesi ile kendilerinin ürettiği bir değer var mı? Yok.

Bu ürünlere sahip olan insanlar mutlu mu? Yok. Bu ürünleri ailece elde edenlerin saygı ve görgüsü mü artmış? Yok. Özellikle Amerika’da Silikon Vadisi’nde imal edilip dünyaya paketlenip satılan bu ürünler esas olarak neye hizmet ediyor? Kapitalist zengin zihniyetlere!

Öncelikle bu ürünleri kimler alıyor? “Kahrolsun kapitalizm! Eşitlik, özgürlük, adalet istiyoruz!” diye bağıranlar.

Bununla da kalınmıyor, bu ürünlerin programlarına monte ettikleri kendi kültürel değerleri ve “müstehcen gösterimlerle” girdikleri ülkelerin kültür ve ahlak anlayışları ile dini inançlarını yerle bir ediyorlar!

Onlara aileleri ile paylaşacak zaman bırakmayarak, zaman içerisinde toplumun bütün unsurlarını; yaşayan “canlı robotlar” haline getiriyorlar! Sonra ne oluyor? Sonra olan şu: Robotlar kendisini kurgulayan ve çalışma düğmesine basanların emrinde olur, dolayısı ile yüksek teknolojik ürünleri kullananlarda, belli bir zaman sonrasında bu teknolojiyi üretenlerin emrine girer! Nasıl mı? Ellerindeki ürünlerin bir üst sürümünü bekleyerek!

Ailelerdeki “ensest ilişkileri” zamanla normal karşılayarak, Din deyip, dinsizler gibi yaşamayı din zannederek, Reyting rekorları kırıyor yalanları ile “kimin eli, kimin cebinde” dizilerini aile boyu çekirdek çıtlatıp seyrederek, En ahlaksız sahnelerde bile, çoluk çocuğunun yanında kanal değiştirme ihtiyacı duymayarak, Peki, ne olacak? Hani biz dindar bir toplumduk? Hani değerlerimiz için ölürdük!

Olan şu; gözümüzün içine baka baka, “yüksek teknoloji ürünleri reklamları ile” toplum hayatımızı, dini inançlarımızı ve bütün etik değerlerimizi yok ediyorlar! Kendi milli ve manevi değerlerimiz ile gönül ve zihin dünyamızı dolduramazsak; Üstü İslam cilalı, içi katran karalı bir yaşantı ile “cennet bize hayal ve haramdır” bilelim!