Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu’nun Trabzon’da öncü olma ve önderlik yapma adına kendine yüklediği misyon için zaman ve mekan üzerinden gösterdiği hassasiyet gerçekten takdire değer. Dün de girişimcilik ile ilgili çalıştaya ayırdığı vakit ve gösterdiği özen de bunlardan biriydi. Bizim Neslim Uşakları (BNU) gibi takdire değer çalışmalar yapan İstanbul’daki has örgütlenmenin de katkılarıyla gerçekleştirilen ve Ahmet Hamdi’nin önderliğinde, İdris Çevik’in sevk ve idaresinde iyi işler yapan DKİB’nin de içinde yer aldığı Trabzon Girişim Evi’nin açılması da Trabzon için başlı başına bir şans. Çalıştay da; “Bizim Neslin Uşaklarından, Geleceğin Girişimci Kuşaklarına” sloganını çok tuttum beyanı ile şimdilik nokta koyup, katkısı olan herkesi tebrik edip, kendilerine teşekkür edelim.

NEVZAT AYDIN’A; “YÖNETİCİ İSENİZ!”

Yönetmek, dolayısı ile yönetici olmak zor iştir vesselâm... Boğazınız dokuz boğumlu olacak... Kılı kırk yararak konuşacak... Kalemi de fren ile birlikte kullanacaksınız...Kızacak ama belli etmeyeceksiniz! Kışkırtmalara bile kapılmayacaksınız! Hele hele kontrolden hiç çıkmayacaksınız! Ben diyeyim “tahammüllü”, Hazreti Eyüp desin; “sabırlı” olacaksınız.

*

Demek istiyorum ki; Trabzonspor Başkan Yardımcısı Nevzat Aydın gibi olmayacaksınız, yapmayacaksınız! Cebinizde olması gerekirken elinizin altından eksik etmediğiniz seyyar telefonun, sosyal medyasına balıklama dalmayacaksanız. Dalarsanız! O zaman yönetici olmayı bir kenara koyacaksınız, yani bırakacaksınız. Ne kendinizi, ne sizinle birlikte yönetenleri, ne de karşınızdakileri zor durumda bırakmayacaksınız. Bırakırsanız! “Öfkeyle kalkan zararla oturur” derler. Öfke de insana aklını kapattırıp ağzını açtırır, kalemini de yanlış oynattırır. Evet Sayın Aydın; “Yönetici  iseniz bunları bileceksiniz.” Bilmez iseniz; öğreneceksiniz. Öğrenmez iseniz; “Ben bu işi beceremiyorum. Hadi bana eyvallah” diyeceksiniz!

ROTA’NIZ DÜĞÜN İSE...

İnsanoğlunun doğum ile ölüm arasına sıkıştırılıp, gerçekte “mezar taşındaki bir çizgi” olan hayat hikâyesinde bana göre en önemli değişiklik evliliktir. Her ne kadar, evlilik cüzdanını verirken, “Bir yastıkta kocayın” diyen nikah memurunun temennisi yataklar iki yastıklı hale getirildiği için en baştan işe yaramıyor olsa da, günümüzde halk arasındaki tabirle “kör topal” gidiyor evlilikler! Buna rağmen, evliliğe ilk adımın atıldığı düğün söz konusu olduğunda “her gelin kızın rüyası” hesabıyla devreye girer anlı şanlı eğlencelerle, olmazsa olmazlar...

 İşte bunlardan biri daha Karadeniz’in kıyısına nazır olarak Trabzon’da açıldı. Yayladan çocukluk arkadaşlarım, turizmin öncülerinden Cemal ve Kamuran Akçay’ın Trabzon’da havalimanının Rize tarafındaki son noktasında açtıkları düğün salonu, kapalı mekanda 400, açık mekanda bin 400 davetliyi ağırlayabilecek kapasitede ve çok konseptli bir düğün salonu. Adını da ROTA koymuşlar. Evet; ben de “Rotanız düğün ise, mekanı da ROTA olsun” diyorum.

DİLEK VE TEMENNİLER...

Bir statüko örneği olarak, genel kurullarda bile “dilek ve temenniler” en sona konur. Sonradan ise “değişimcilik” adına öne alınır! Biz biraz statükocu (!) olduğumuz için sona koymaya devam edeceğiz.

*

İlk olarak sevgili dostum, Trabzon’da basketbol topu ile özdeşleşmiş bir spor adamı Osman Arz’a geçirdiği başarılı kalp ameliyatı için önce “geçmiş olsun” diyelim, sonra da “sağlıklar” dileyelim.

*

2. Lig’e yükselen Ofspor ile BAL’a çıkan Yalıspor’u da tebrik edip, 2. Lig’in kapısına dayanan Gümüşhanespor’dan da başarı beklediğimizi ifade edelim.