Üretmeden kalkınmanın, ya “eşyanın tabiatına aykırı olduğu” ya da “kendi kendini kandırmaktan başka bir şey olmadığı” gerçeğini bilmemek gaflet ve delalet içinde bulunmaktan başka bir şey değildir. Çalışmadan kalkınmanın, üretmeden kazanmanın mümkün olmadığını bilmemek, olsa olsa Allah’ın yarattıkları içinde “akıl” vererek donattığı insan oğlu için, kendi ile alay etmek, veya kendini kendini kandırmaktan öteye gitmez. Elin adamı çıkarı olmadan para verir mi? Vermez! Hele hele, bulunduğu coğrafyada güçlü bir Türkiye ister mi? İstemez! Bunun için ne yapmaz? Topla tüfekle saldırmaz. Ne yapar? Paranın ve çalışmadan harcamanın zevkini tattırır. Borç diye para verir.

Bunun adına da “Dış Borç” denir. Bu konuda ekonomiyi iyi bilen, bunun yazarlığını da zihinsel engellilerin bile anlayabilecek şekilde anlatarak yapan Karar gazetesinden İbrahim Kahveci’nin birkaç cümle ile dile getirdiği gerçekler “Benim aklım var” iddiasında bulunan her insan için yeterlidir. İşte o gerçekler: “2003 sonrasında 647 milyar dolar yabancı parasını bir güzel yemişiz. O parayı alıp döviz kazandırıcı yatırımlara maalesef yönelmemişiz. Mesela duble yollar yapmışız ve karşılığında 201 milyar dolarlık yabancı araba ithal etmişiz. Kısaca yollarımızı ve köprülerimizi daha çok yabancı araçlar ithal ederek kullanır olmuşuz. Yabancı bize daha çok araba satsın diye yol yapmışız... Yabancıya da 224 milyar dolarlık araç satmışız. Ama kârlılık neredeyse sıfır. Zaten ihracat için ara malı ithalatı ile kârı yine yabancıya aktarmışız. Araç başına birkaç yüz dolar kâr ile avunup durduk.”

BÜYÜSEN NE YAZAR?

Benim anladığım ama; “Yüzde 7.4 büyüdük” denilerek, “Ekonomi büyüdü, kalkınıyoruz” hesabıyla aklımla alay etmek istendiği gerçeğini Mehmet Şimşek “anlayana sivri sinek saz” diyerek açıkladı. Devlet adına mali konuları doğru dürüst tek bilen Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek bu konuyu “cari açık hesabı” üzerinden dolaylı olarak ifade etti. Ve; “Bir yatırım yaparsanız. Tasarrufunuz yoktur, paranız yetmez. Aradaki farkı dışarıdan alır, yatırımı tamamlarsınız” dedi. Ehh, bu ülkede “yatırım” denildiğinde de “ihracata yönelik ya da ithal ettiklerinizi azaltmak için üretim” akla gelmediğine ve uygulamaya konulmadığına göre, al parayı ya İşkur hesabından çalışıyor görüntüsü verilenlere dağıt, ya inşaat sektörünün betonlarına göm ya da “anaya bakmayı bile paralı hale getirip, ahde vefayı ortadan kaldıran” devletin sosyal yardımlarından dağıt gitsin! Onun için, bu kafa ve böyle tercihlerle yüzde 7.4 değil, yüzde 74 büyüsen ne yazar?