SON DAKİKA



Haber > Köşe Yazıları > Hangi birine bakayım, hangisine yanayım?

Hangi birine bakayım, hangisine yanayım?

12 Aralık 2017 Salı - 08:07








Elin Yahudisi, 60 yıldır haksız da olsa çaba gösterirken, “Allah gerekeni yapar” diyerek, kılını kıpırdatmadan yan gelip yatan İslâm Dünya’sının, Kudüs’ü kaybetmeye başlaması ile hâlâ sadece, “Eyyyy...” çekerek hareket edilmesine mi?

*

Futbol maçlarına bile “Kudüs kırmızı çizgimizdir” pankartı ile çıkılırken, geçmişten bugüne, nice kırmızı çizgileri sarıya, yeşile dönüştüğünü hatırlayıp, “Bu da benzeri mi olacak?” sorusuna endişe ile cevap arayıp, adeta bukalemum haline gelinmesine mi?

*

Müslümanların Kabe’sinin, Kıble’sinin, kutsallarının yattığı toprakların, siyasi sınırlarının Suudi Arabistan gibi Kudüs meselesinde adeta İsrail’in yanında, yanı başında destekçisi hareket etmesine mi?


*

Resmi kayıtlarda “İslâm Birliği” çatısı altındaki defterde teorik yer alanların, önemli bir kısmının pratikte İslâm karşıtı olanların saf tutmasına mı?

*

Binlerce TIR dolusu silahı kuzeyimizde PKK’nın kar­­­deşi YPG’ye teslim ettikten sonra, yalandan yere “Silah vermeyi durduk” diyen Amerika’nın, “2018’de de 50 uçak dolusu ağır silahları vermeye devam edeceğini” açıklaması karşısında hiçbir şey yapamazken, sadece içeriye mesaj olarak söz söylenmesine mi?

*


Suriye konusunda Esad’ın arkasında duran en büyük güç olan Rusya’nın, Amerika kadar olmasa bile yandan çarklı olarak YPG’nin yanında durmasına rağmen, Putin ile gerçekleştirilen görüşmelerin, buluşmaların sanki karşı bir güç birliği oluşuyor gibi gösterilmesine mi?

*

Ortada “fol yok, yumukta yok” ama, “dert çok, sorun çok” iken, yedi düvele karşı verilmiş bir mücadelenin sonunda Lozan’da kazanılabilmişlerin zamansız ve mekansız olarak tartışmaya açılmasına mı?

*

Önceki gün; “ekonomimi rahatlatan adam” statüsüne konmasına; dün ise, “memleketimin adamını bana ver” diye Amerika’ya iki kez üst üste nota çekilmesine; bugün ise gerçek kimliğine, yani itirafçı haline dönüştüğü için İranlı birinin “tu kaka” ilan edilmesine mi?


*

Dışında kıyamet koparken, içeride “her şey sütliman” imişçesine, 70 yıllık Türk siyasi tarihinin en kem sözlerinin kullanılarak, iktidarı ve muhalefeti ile edepli ve ahlâklı olanların dinlerken bile yüzünün kızarmasına sebep olacak kadar bir hitap tarzının, bir dilin kemiksiz olarak kullanılmasına mı?

*

Dur durak bilmeyen kazalar da ölenlere mi? Kadınları merkeze oturtarak işlenen cinayetlere mi?

*


İnsan olmaktan çıkmış! Kul olmayı becerememiş! Kendi doğrusundan başka doğru tanımadığı için önceliğini kin tutmaya, nefret etmeye vermiş olanların çığ gibi artmasına mı? 

*

Bir yandan “Devletin malında tüyü bitmemiş yetimin hakkı vardır” diye fetva verirken, diğer yandan, “Devlet malı deniz yemeyen domuz” diyebilecek kadar çalmaya, çırpmaya, yolsuzluğa, velhasılı kelâm akçeli işlere bulaşan riyakârlara mı?

*

Dahası mı? 


*

O kadar çok var ki, ne ben söyleyeyim, ne de siz dinleyin!

Bütün bu olup bitenler arasında hangi birine bakayım?

Ya da, Ali Ekber Çiçek’in Pir Sultan Abdal’dan derlediği “Derdim çoktur hangisine yanayım?” türküsünü mü söyleyeyim?

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap