Trabzon’un Yomra ilçesine bağlı Kaşüstü beldesinde “öyle yapılsın, böyle inşa edilsin” tartışması yaklaşık 2 yıl sürdükten sonra, kararı “Dal-çık yöntemi” olarak verilen kavşakta çalışmalar bir türlü bitmiyor. Epey de uzayacak gibi gözüküyor!

Yapımı uzuyor da, maliyeti artmıyor mu?

Artmaz mı?

“Yaklaşık 73 milyon liraya mal olur” hesabıyla başlanan kavşak için “220 milyon liraya tamamlanır” denmiyor değil!

Anlayacağınız, öylesine hesapsız kitapsız bir şekilde dalındı ki, hem fiziki hem de parasal olarak çık çıkabilirsen!

***

PARA-PUL, DİN-İMAN HESABINA...

Adeta atasözü haline getirilmiştir; “Para ile imanın kimde olduğu belli olmaz” ifadesi!

Oysa, İslâm’a göre, ibadet gizli yapılırsa, para pul işi de açık açık gerçekleştirilirse doğrusu olur, sevabı da artar.

Daha beteri de yok mu?

Olmaz olur mu?

Bir yandan “devlet malında tüyü bitmemiş yetimin hakkı vardır” denir, öte yandan da “Devlet malı deniz yemeyen domuz” türüyle yaşantı icra edilir.

*

Tabidir ki, paralı pullu isteği, ihtişam ve daha çok lüks içindir.

Ama onun cevabını da İslâm’ı Kitabına uygun yorumlayan Milli Gazete Yazarı Mehmet Şevki Eygi şöyle veriyor:

“Lüks ve ihtişam İslam’ın ibadet anlayışına uymaz. İbadet tevazu ve tezellül ile yapılır. Lüks ve ihtişamda israf vardır. İsraf haramdır.”

*

Hadi, o ki bugün paralı pullu amellerden dem vurduk, “haram lokma ile iftar yapma” türüne benzer bir icraatı anlamamakla (!) devam edelim!

Bazıları hayır işlerini, binaları, hanları, haram para kazanan iş adamlarından (!) aldıkları katkılarla inşa edip, ibadet derecesinde iş yaptıklarını sanarak ortalıkta geziniyorlar!

Oysa; “Yanlış tartı ile doğru mal satılamayacağına” göre, “hayır işinde de harama bulaşmış kazançtan” katkı sağlanamaz.