SON DAKİKA



Haber > Köşe Yazıları > Yasanın anası böyle ise!

Yasanın anası böyle ise!

16 Ocak 2018 Salı - 06:30








Gazetenin manşeti: “AYM’nin kararı Anayasa’ya aykırı.”

*

Bu 4 kelimelik başlık, bir ülkedeki hukuk sisteminin ne halde olduğunun açık seçik göstergesi, ifadesidir.

Nasıl mı?

Hani denir ya; “Balık baştan kokar” diye!


Bir başka ifadeyle, “kendi kendini tekzip eden bir kurum!”

Öyle mi?

Eskinin Adalet Bakanı, şimdinin Başbakan Yardımcısı da bunu böyle diyor ise!

*

Üstüne üstlük bu vaziyeti bir de siz, söz konusu AYM’nin üyelerini atayanlar dillendirerek ithamda bulunuyorlar ise, hak, hukuk, adalet adına, lâfı uzatmaya, evelemeye gevelemeye hiç ama hiç gerek yok.


“Hak, hukuk adına ahvalimiz budur” diyerek, adalet adına fazla kelâm eylemeye de..

***

KOLAY DALDIK, ZOR ÇIKACAĞIZ!

Trabzon-Rize karayolunun Yomra-Kaşüstü mevkiindeki kavşak yapımına “6 ayda bitirme kaydı ile” dalınmasının üzerinden bir yıl geçti ama, işin daha yarısına bile gelinemedi.

Anlaşılan o ki, içeride ve dışarıda devlet-i aliye adına hesapsız kitapsız dalışlar yapıyoruz.


Mesela dışarıda, Suriye bataklığına, 6 yıl önce, “6 ay sonra Şam’da cuma namazı kılmak” üzere dalmıştık. Dalış o dalış! Çıkma bir yana, daha berbat hale gelindi. Hem de, en başında çoğunluğun “Etmeyin, eylemeyin, Suriye’ya dalmayın. Sonra çıkamazsınız” diye bağıra bağıra çağrı yapmasına rağmen.

İçerideki Kaşüstü Kavşağı misali! Hatırlıyorum da, “Etmeyin, eylemeyin. Burası sizin düşündüğünüz gibi dalçık ile geçilebilecek bir kesim değil” dediğinde, çoklarımız “Kes sesini sen anlamazsın. Başka hesapların var” diye ithamlarda bulunmamış mı idi?

Ez cümle, “Kaşüstü’nden ne zaman çıkarız?” diye sorar iseniz, “Varın hesapsız kitapsız suya dalanlara sorun” diyeceğim ama, verecekleri cevaplara da inanmayacağınızı biliyorum.

O’nun için, “Görelim Mevlâ neyler?” diyerek sabretmeye devam edelim!

***


PORTAKALI SOYDUM DA!

Küçükken söylerdik; “Portakalı soydum. Ben bir yalan uydurdum” gibi bir şey idi!

Antalya’da kış ortasında binlerce ağacın üzerinde toplanmamış portakalları görünce, “Acaba bozuklar mı?” diye sorarak birini koparıp soymaya kalktım. Baktım ki, sapasağlam. Yanımdan geçen birine sordum; “Neden bunlar toplanmamış?” diye.

Adam; “Para etmiyor ki toplasınlar” demez mi?

“Kaç kuruş?” diye sormaya ben diyeyim “utandım”, siz söyleyin “korktum.”


Zar zor birine sual ettiğimde kilosunun 15-20 kuruş bile etmediğini öğrenince, en az 10 katı fazlası ile satın alarak tüketenler geldi aklıma.

Bir kere daha anladım ki, Türkiye üreterek değil, aracı-tefeci işi demek olan ticaretle yüzde 10-11 büyümüş!

O zaman, yeni bir kalkınma modeli oluşturduğumuz için; “üreterek değil, tüketerek. Durmak yok büyümeye devam” diyelim!

***

AŞK ile İMAN...

Bir yerlerden, bir kenara kayıt eylemişim.

Şöyle bir not:

“Aşk ve iman birbirlerine benzerler. Gerçek aşıkların ve gerçek dindarların sebeplere ve kanıtlara ihtiyacı yoktur.”

Aşk ve iman üzerinden kendilerine elbise biçenlere ithaf olunur. Elbisenin içinde nasıl durduklarını anlamaları için!

 

 

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap