Mustafa Karataş'ın "zina" çıkışı tartışma yarattı!
Yayın Tarihi: 02.11.2025 - 18:00
“Zinanın cezası ölümdür” diyen Mustafa Karataş’a sert tepki: “Kadınlar her gün ölürken siz sessiz kalıyorsunuz!”
İlahiyatçı Prof. Dr. Mustafa Karataş’ın bir televizyon programında kullandığı “Zina eden kişi bilmeli ki, benim öldürülmem gerekiyor” ifadeleri büyük tepki topladı. Kadın Dayanışma Komiteleri (KDK), söz konusu açıklamaları “kadınların hayatını tehlikeye atan gerici söylemler” olarak nitelendirerek, RTÜK ve İstanbul Üniversitesi başta olmak üzere devlet kurumlarını göreve çağırdı.
Mustafa Karataş’ın sözleri tepki topladı
Prof. Dr. Mustafa Karataş, katıldığı bir televizyon programında yaptığı açıklamada,
“Zina eden kişi bilmeli ki, benim öldürülmem gerekiyor. Ben burada öldürülmedim, kanunlar öyle değil. Usulüne göre bir şey buldum kendime göre, kanuna. İnsanları yanılttım kurtuldum cezadan dedi ya, öbür tarafta büyük bir ölüm cezasına benzer bir cezayla karşılaşacak.”
ifadelerini kullandı.
Bu sözler, özellikle kadın örgütlerinin ve sosyal medya kullanıcılarının sert tepkisine neden oldu.
Kadın Dayanışma Komiteleri: “Kadınlar ölürken bu sözler kabul edilemez”
Kadın Dayanışma Komiteleri, sosyal medya hesabından yaptığı videolu açıklamada RTÜK, YÖK ve İstanbul Üniversitesi’ni etiketleyerek şu ifadeleri paylaştı:
“Kadın cinayetlerinin önlenmesine dair hiçbir adım atmayarak suça ortak olan devlet kurumları, gerici profesörün ‘Zinanın cezası ölümdür’ diyerek kadınların katledilmesini savunmasına karşı sessiz kaldı. Her gün kadınlar ölürken bir öğretim üyesi çıkmış, ‘zina eden ölümü göze alsın’ diyor. Hadi oradan!”
KDK, açıklamasında kurumlara “Bu söylemler hakkında ne yapacaksınız?” sorusunu yöneltti.
Kadın cinayetlerine dikkat çektiler
KDK, geçtiğimiz mayıs ayında da benzer bir çağrıyla İçişleri Bakanlığı’nı hedef almış ve “Ölen her kadın için iki elimiz yakanızda: Suçlusun İçişleri Bakanı” başlıklı bir açıklama yayımlamıştı.
Kadın örgütleri, Türkiye’de artan kadın cinayetleri karşısında yetkili kurumların sessizliğini eleştirirken, bu tür söylemlerin şiddeti meşrulaştırdığını savunuyor.