SON DAKİKA



Haber > Sağlık > Ameliyatların % 40'ı gereksiz

Ameliyatların % 40'ı gereksiz

03 Ocak 2015 Cumartesi - 11:07




Karadeniz Lazer Göz Merkezi'nden Op. Dr. Mehmet Tüysüz, Rabia Uzun Cirav’ın sorularını cevapladı.





Karadeniz Lazer Göz Merkezi, kapılarını gazetemize açtı. Rabia Uzun Cirav’ın sorularını cevaplayan Op. Dr. Mehmet Tüysüz, bazı hastanelerin devletten para alabilmek için gereksiz ameliyat yaptığını söyledi. Tüysüz çarpıcı mesajlar verdi. Trabzon'da 2004 yılından beri hizmet veren Karadeniz Lazer Göz Merkezi'nden Op. Dr. Mehmet Tüysüz, katarakt tedavisindeki en son teknoloji olan FAKO tekniğini Türkiye'de ilk kullanan hekimlerden biri. Tüysüz bugüne kadar binlerce hastaya FAKO, yüzlerce hastaya göz nakli, binlerce hastaya şaşılık ve diğer göz ameliyatlarını yapan başarılı bir hekim. Wavefront ve Lazer cerrahi gibi birçok yeniliği Trabzon'a getiren Tüysüz ayrıca ilk göz ameliyatını yaptı. Son yıllarda göz tedavisi ile ilgili gelişmelerin hız kazanması, Türkiye'de başarılı hekimlerin yetişmesiyle, göz tedavisi için cazibe merkezi haline gelen ülkemiz tecrübeli hekimleriyle tedavi konusunda dünyanın önde gelen ülkeleri arasında yer alıyor. Bu tarafından baktığımızda her şey güzel. Ama son yıllarda sağlıkla ilgili yapılan reformlar, Türkiye'de hastalara avantaj sağlar gibi görünürken sistemin arkasında başka gerçeklerin de ortaya çıktığı görülüyor. Reformun hastalara olumlu kazanımları da var elbette. Artık hastanelerde uzun kuyruklar oluşmuyor ama sistem hastayı müşteri, hastaneyi de ticarethaneye dönüştürüyor. Op. Dr. Mehmet Tüysüz, sistemin tamamen kokuşmuş olduğu görüşünde. Hem göz sağlığını hem de sağlık reformunu konuştuk Tüysüz’le... Türkiye göz tedavisi konusunda hangi noktada? Göz hastalıkları tedavisinde gelinen en son nokta nedir? Gözde son zamanlarda baş döndürücü gelişmeler var. Yaz aylarında Türkiye'ye Avrupa'da yaşayan vatandaşlarımız gelip burada tedavi oluyorlar. Çünkü biz bütün Avrupa'daki göz hekimlerinden çok daha tecrübeli ve çok daha iyi hekimleriz ve bu tedaviyi daha ucuza yapıyoruz. Bunu onlar da biliyorlar. Dünyada en ileri ülkeler düzeyindeyiz göz hastalıkları konusunda, hekimlik konusunda. Sistem olarak Avrupa'nın en kötüsüyüz ama hekimlik kalitesi açısından en öndeyiz. GÖZ HEKİMLERİNİN YÜZDE 60’I ARTIK GÖZ DOKTORU DEĞİL Öyle bir meslek ki; şu andaki göz hekimlerinin yüzde 60'ı artık göz hekimi değil. Teknolojinin son derece hızlı ilerlemesi ve zamanında o teknolojiye uygun eğitim görmediği için birçok büyüğümüz artık göz hekimliği yapamaz halde. Trabzon'da var bu hekimlerden. Bu yüzden korkunç bir mutsuz kesim var göz hastalıkları konusunda. Hata onlarda değil tabi sistemde. BÖLGEDEKİ İLK GÖZ NAKLİNİ YAPAN BENİM Göz doktoru değilse yapılan teşhisler ne kadar doğru ve sağlıklı olabilir? Vatandaş ben bu işin profesörüne gittim diyor ama profesör göz doktoru değil ki artık. O eskiden göz doktoru olmuş, yeni teknolojilere adapte olamamış, kendini güncellememiş ve sistemin dışında kalmış. Dolayısıyla o hekimler tarafından konulan teşhisler pek sağlıklı değil. Birçok yeniliği ben getirdim Trabzon'a. İlk göz nakli ameliyatını bu bölgede ben yaptım. Bunu yapmamdaki amaç da, bölgedeki 7-8 ilde yaşayan hastaların tedavi olmak için hinterlandı olan Trabzon'u tercih etmeleri. Burada kornea bekleyen yüzlerce insan var ama yaptıramıyorlar. Bu çok acı. Trabzon'da bir göz bankası kurulamaz mı? 2001 yılında beni Trabzon'a getirirlerken, bir göz bankası kurulacağının sözünü veren siyasiler sözlerini tutmadılar. Bu doku insanın gözünden alınır, başka kaynağı yok. Ben Numune Hastanesi'nde yaptım göz nakli ameliyatını, örnek olsun, göz bankası kuralım diye. Çok uğraştım ama beceremedim. Pes etmiş değilim. Varımı yoğumu satıp 2004 yılında lazer teknolojisini getirdim Trabzon'a. İnsanlarımız buradan İstanbul'a, Ankara'ya gidiyorlardı göz tedavilerini yaptırmak, gözlükten kurtulmak için. En az iki kat maliyet demekti bu. Burada 3000'den fazla lazer göz tedavisi yapıldı. Sağlıkla ilgili yapılan birçok reform var. Bu reformları nasıl değerlendiriyorsunuz? Sağlıkta yapılan her önemli şeyi bu vatandaş çok ciddi olarak takdir eder, kim yaparsa yapsın. Örneğin, Süleyman Demirel yeşil kartı çıkardı ve yeşil kartla birlikte maddi imkanı olmayan insanlara devlet hastanesinde sağlık hizmeti sundu. Bu durum onu başbakan yaptı. Son 10 yılda sağlıkla ilgili birtakım olumlu katkılar yapılmıştır. Ama ne yapıldı, buraya dikkat! Sigorta hastanelerinde korkunç kuyruk vardı. Bu kuyrukların ortadan kalkmasını istemeyecek bir vatandaş düşünebilir misin? Ama bu kadar yüzeyden bakarsan bu işe, derininde kaybedileni göremezsin. YAPILAN AMELİYATLARIN ÇOĞU GEREKSİZ Hastanede doktorların yaptıkları ameliyat ya da baktıkları hasta sayısı onların ya da hastanenin gelirine etki ediyor mu? Esas vurucu olan bu! Maalesef böyle bir gerçek var. İnanın sokaktaki vatandaşın kaç tanesi biliyor, şüpheleniyor? Ben size rakam vereyim. Bu, Türkiye'yi sarsacak bir tespit ve gerçek söyleyeceklerim. Bugün burada özel bir hastanede yapılan ameliyatların yüzde 40'ı fuzuli yere yapılıyor. Devlet hastanelerindeki bu oran en az yüzde 20'dir. Her geçen gün bu yukarıya doğru çıkmaya devam ediyor. Niye? Kelle başına para alındığı için. Ne kadar çok hasta muayene edersen, ne kadar çok ameliyat yaparsan, o kadar çok para kazanıyorsun. Doktor da çok para kazanıyor, kurumu da daha çok para kazanıyor. DOKTORLAR BU SİSTEME ZORLANIYOR Doktorlar sadece ve sadece bu sisteme zorlanmaktadırlar. Başhekimlerle toplantı yapıyorlar, gelirlerimiz az, daha çok ameliyat yapın diye. Hiç devlet hastanesinin reklamını billboardda gördünüz mü? Trabzon'da var. Öyle branşlar vardır ki üç tane polikliniği olur o branşların. Bu sistem onu daha çok hasta bakmaya, bulamadığı zaman da ameliyat sınırlarını genişletmeye zorluyor. Ameliyat olmayacak hastayı da ameliyat etmeye çalışıyor. Bu devlet hastanesinde de çaktırılmadan ‘biz sana daha fazla döner sermaye vereceğiz’ mantığıyla sistemden daha fazla pay almaya çalışıyor. Sağlık kurumu bir ticari işletme olarak görüldüğü zaman yarın öbür gün sağlam kişiler de ameliyat olur. Özetle böyle. Milli israf Ne kazandık, kazanırken neleri kaybettik? İnsanlar sağlık kurumlarına olan güvenlerini kaybettiler. Hizmet alan kişilerin hepsini, yeşil kart hariç, SGK kapsamında topladılar ve doğru bir iş yaptılar. Özel sağlık kurumlarına bütün SGK kapsamındakiler gidiyor ama yeşil kartlıların aradığı, güvendiği bir hekim özel kurumda ise oraya gidemiyor. Bu çok büyük bir yanlış. Bundan daha önemli olan bir şey daha var. Şu anda dünyada kontrolsüz olarak tetkik, ayakta inceleme konusunda dünyanın en müsrif ülkesiyiz. Tüm İngiltere'deki MR cihazı kadar sadece İstanbul'da MR çekiliyor. Bu kadar hoyratça bir milli değer israf ediliyor. Bunun sebebi nedir, neden insanlara ekstradan tetkik ve tedavi yapılıyor? Sağlık idarecileri ve Türkiye'yi yönetenler tarafından sağlığı bir ekonomik sektör olarak görüyoruz maalesef. Devlet hastanesi de böyle, özel hastane de. Bir ticari kurum olarak görülüyor. Çocuklarda göz muayenesi ne zaman başlamalı? Anne ve babalar çocuklarının göz problemi olduğunu nasıl anlayabilirler? Çocuklardaki en önemli sağlık taramalarından bir tanesi göz muayenesi. Çünkü görmemiz 7 yaşına kadar ya gelişiyor ya gelişmiyor. Ama bizim ülkemizde çoğunlukla okullarda tarama yapılıyor ve özellikle çocuklarımızı 2,5 -3 yaşındaki çocukların anneleri her bir gözü ayrı ayrı kontrol etsin. O yaşta yakaladık mı sorun çözüldü demektir. Okula sarktı mı 7 yaşına iş bitti. Bu taramanın mutlaka anaokullarında yapılması gerekiyor. Bu konu çok önemli. Bıçak parası yasallaştırıldı Önemli bir konu daha var. Bu hükümetin sağlık politikaları ile ilgili en önemli şeylerden biri, şu bıçak parası diye bizim toplumumuzda oturmuş yüz karası bir şey vardı. Siyasilerin sağlıkta olumlu yöndeki yansımaların kaynağından biri de bu. ‘Bıçak parasını ortadan kaldırdık’ dediler. Bu tamamen yalan. Bıçak parası şekil değiştirmiştir. Hastanelerde şimdi kendi kanunlarıyla beraber verilecek bıçak parasının iki katı alınıyor. Yani bıçak parası artık yasal hale geldi. O zaman gönüllülük vardı, şimdi zorunlu hale geldi. Miktarı da hastanın durumuna göre belirlenmiyor. Önceden muayenehanede veriliyordu, şimdi yasal olarak hastanelerde veriliyor. Doktor da döner sermayeden aldığı pay ile bu parayı almış oluyor. Hasta müşteri, operasyon da satılan mal oldu Hastayı para olarak görüyorlar. Kapıdan içeri giren adam, hasta artık müşteri olmuştur, operasyon da satılan mal. Yapılan tetkik de mal olmuştur. Maalesef bu durum devlet sektöründe de böyle olmuştur, özel sektörde de. Herkes böyle midir, değil elbet. Biz hekimliğe başlarken namus ve şeref üzerine bir yemin ederiz. Hipokrat yeminidir bu. Din kaynaklı değil, ahlak kaynaklı bir yemindir. Bu yemini yaptığı halde Türkiye'de bu kumpas kurulmuştur hekimlere. Ne kadar çok hasta bakarsan o kadar çok para kazanırsın, ne kadar çok ameliyat yaparsan o kadar para kazanır benim kurumum.
Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap