A+ A-
Yorum
10

Babacan'dan Erdoğan'a: Kabadayılığa mı başladınız?

Yayın Tarihi: 05.01.2022 - 18:08 | Güncelleme Tarihi: 05.01.2022 - 18:03
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın muhalefete yönelik sokak sözlerine tepki gösterdi. Babacan, "Kimsenin sokağa çıktığı falan da yok. Gölge boksu yapıyor." dedi.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın muhalefete yönelik “Nereye dökülürseniz dökülün. 15 Temmuz’da sokağa dökülenlere bu millet nasıl dersini verdiyse siz de dökülün siz de aynı dersi öyle alırsınız” sözlerine yanıt verdi. Babacan, "15 Temmuz’da dersini alanlar darbeciler. Ders verenler de bizim demokrasimize sokaklarda sahip çıkan vatandaşlarımız. Varsa yoksa tehdit; başka bir dil bilmiyor. Sayın Erdoğan, sizin maksadınız nedir? Gece yarısı kararname imzalamaktan arta kalan zamanda artık kabadayılığa mı başladınız? Kimsenin sokağa çıktığı falan da yok. Gölge boksu yapıyor. Zihninde hayali düşman üretmiş, onlarla oyalanıyor" dedi.

Ali Babacan, partisinin genel merkezinde bugün düzenlediği haftalık değerlendirme toplantısında konuştu. Babacan'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şunlar:

ZAM DEMEK EKMEK KUYRUĞU DEMEK

Yılbaşında gelen bu zam yağmuru hayatları yeniden kabusa çevirdi. Daha ilk dakikadan zam üstüne zam. Bugünkü iktidarın iş başında olduğu her dakika artık zam anlamına geliyor. Bu yönetimin ekonomik model diye uydurduğu her yeni uygulama zamla kaplı. Zam demek, gençlerimizin en temel araç gereçlerini, kitaplarını, kırtasiye ihtiyacını alamaması demek. Zam demek, emeklilerimizin, sabit gelirli vatandaşlarımızın daha da yoksullaşması demek. Zam demek, çiftçimizin can çekişmesi, milletimizin evinde elektrikten, doğal gazdan kısması demek. Akaryakıta, doğal gaza, elektriğe yapılan zam demek, artan üretim maliyetleri nedeniyle tepeden tırnağa her şeyin pahalanması demek. Zam demek, ekmek kuyruğu demek.

İKTİDAR DEĞİŞİKLİĞİNDEN BAŞKA ÇARE YOK

Ülke olarak tam gaz yoksulluğa sürükleniyoruz. Biz, 84 milyon insan, bunları hak etmiyoruz. Bizler, çocuklarının yarınlarını endişe etmeden gece uyumak isteyen, iyi bir hayat yaşamak isteyen insanlarız. İnanın bu kadar basit. Hayalimizdeki bolluk ülkesine kavuşmanın hayalini de biliyoruz. Tek yol, topyekûn zihniyet değişikliğinden ve iktidar değişikliğinden geçiyor. İktidar değişikliğinden bir başka çare de yoktur bu ülkede.

ENFLASYON ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE DAHA DA ARTACAK

Gerçek enflasyonun ne olduğunu bizim esnafımız, çiftçimiz, çarşıya pazara giden bütün vatandaşlarımız gayet iyi biliyor. Ülkenin Cumhurbaşkanı’na bakıyoruz; halktan bihaber, bambaşka rekorlarla övünüyor. Durmadan masallar anlatıyor. Ama ben kendisine gerçek rekoru nerede kırdığını söyleyeyim. Elbette ki olumlu tek bir göstergede bile şu anda bir rekor falan yok. Ama bir alanda bir rekor var. O da üretici enflasyonu ile tüketici enflasyonu arasındaki fark; Cumhuriyet tarihinin en yüksek noktasında. Tam 44 puan arada fark açıldı. Bu, üretici fiyatları çok hızlı arttı ama maliyetlerdeki artış henüz tüketici fiyatlarına tam yansımadı demek. Yani enflasyon önümüzdeki dönemde daha da artacak demek.

TAM BİR KİFAYETSİZLİĞİN SONUCU

Ülkemiz, 2022 yılına girerken 2021 enflasyonu olarak G-20 ülkeleri içerisinde ikinci sırada. Üçüncü sıradaki Brezilya ile aramızda üç kattan fazla fark var. Brezilya’yı da üçüncüyü de bırakın, diğer ülkelerde enflasyon tek hane. Ülkemizdeki bir aylık aralık enflasyonu, G-20 ülkelerinin çoğunun yıllık enflasyonundan daha fazla. Neredeyse burada dünya rekorunu kırıyorlardı. Bu sonuç, tam bir kifayetsizliğin sonucu. Bu enflasyon, şu anda Türkiye’nin yaşadığı artık kronik yüksek enflasyon, bir ülkenin başına gerçek bir beladır. Türkiye bundan çok çekti. Döndüler, dolaştılar, Türkiye’yi o 1990’lı yılların kriz günlerine çevirdiler.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Kurdaki köpüğü aldık, enflasyondaki köpüğü de alacağız” sözlerine tepki gösteren Babacan, şöyle devam etti:

KURU DA ENFLASYONU DA KENDİSİ KÖPÜRTTÜ

Kuru da enflasyonu da kendisi köpürttü. En sonunda, aralığın sonuna doğru gelirken sırf ‘Erdoğan konuşurken kur çıkıyor’ demesinler diye Merkez Bankası’nın arka kapısından gece yarısı cayır cayır döviz sattılar. Niye bunu eş zamanlı olarak açıklamıyorsunuz? Dürüst değiller. Çıkın açıkça söyleyin. Hani diyorum ya bu madde bağımlılığı gibi bir şey. Yani önce doları köpürtüyorlar, sonra köpüğü almak için milyarlarca dolar harcıyorlar. Aynı 130 milyar doları yaktıkları gibi, bu 20 Aralık haftasında da 9 milyar doları daha böyle gizli saklı arka kapı yöntemleriyle yaktılar. Hepsi ortaya çıktı. Gerçeklerin er geç açığa çıkma gibi bir huyu var.

Muhabir/Editör:Erol Taşkın
Etiketler