Futbol bilgisine, beceresine, taktik anlayışına, oynattığı oyuna, takımına yaptırdığı mücadelesine inandığım teknik adamlardan birisidir Hikmet Karaman. Kısacası Hikmet Karaman Türkiye’de iyi diye tabir edilen teknik adamlar içerisinde bana göre ilk beşin içerisindedir. Öyle bir futbol anlayışı ve mantalitesi vardır ki; gittiği ölü takımları adeta diriltmiştir.

İşte böyle bir teknik adamdır Karaman. Karaman’ın takımı Fenerbahçe karşısında daha maçın 5. dakikasında yediği iki golle havlu atıp rakibine teslim olmuştur. Bu dakikalardan sonra da Rizespor’un gardı tamamen düştü. Gardı düşen yeşil-mavililer ne hücumda varlık gösterip çoğalabildi ne de orta alanı bırakın Fenerbahçe’yi oynatmayı, iki pas yapıp bir hücum organizasyonu gerçekleştirebildi.

Rizespor’un yediği gollere bakın, hepsi laylaylom şeklinde... Giray ve Viera ikilisi bu hezimetin alınmasında başrol oynayan oyunculardır. Onlara üçüncü isim olarak kaleci Serkan’ı ekleyebiliriz. Defansın göbeğinde oynayan bu iki oyuncu tam bir faciaydı.

Rakiplerini kontrol etmeye uğraşırken kendileri kontrolden çıktı. Sow’un üçüncü golü tam manasıyla evlere şenlikti. Foto muhabirlerine 'bakın ben gole gidiyorum, istediğiniz fotoğrafı çekebilirsiniz' der gibiydi. Açıkçası yeşil-mavililerin elle tutulur, gözle görülür yönü ve tarafı yoktu.

Dün akşam Fenerbahçe karşısında seyrettiğimiz Hikmet Karaman’ın talebelerinin ortaya koydukları performans hocalarını şok ettiği gibi bizleri de şok etti. Dün ortaya koyulan oyun Hikmet Karaman’ın futbol mantalitesine, felsefesine hiç mi hiç yakışmadı. Yine de moral bozmayalım. Buna da 'kaza kurşunu' diyelim.