Salih Dursun, Fanatik'e konuştu... "Bu asla planlanacak, önceden hesabı yapılacak bir hareket değil. Zaten Türkiye’de örneği olmayan bir olaydan bahsediyoruz, nasıl planlayacaksınız!” "Kahraman olmak gibi bir derdim yok. Zaten Galatasaray’da ve şimdi de Trabzonspor gibi büyük bir başka camiada forma giyiyorum. Yeteri kadar tanınıyorum.” "Olayın bu kadar büyüyeceğini, bu kadar ilgi göreceğini tahmin etmiyordum. Ne ceza gelir bilmiyorum. Savunma da yapmaya gerek yok, her şey kamuoyunun önünde oldu.”

‘Spontane oldu’

“Bu sezon zaten hakem hataları konusunda çok canımız yandı. Sezon başından bu yana olanları sanırım herkes hatırlıyordur. Hatanın oynadığımız oyunun bir parçası olduğunu bilen insanlarız elbette ama bazen sınırlar zorlanıyor gerçekten de. Tanıdıklarım bile bana, ‘Böyle bir eylemi düşünmüş müydün?’ diye sordu. Mümkün değil. Türkiye’de ne     zaman böyle bir maç oynandı ve böyle hatalar oldu ki ben böyle bir eylemi planlayayım! Spontane oldu, içimden geleni yaptım, sonuçlarını o an hiç düşünmedim...”

‘Keşke yaşanmasaydı’

“Kahraman olarak lanse edilmek, istediğim bir yaklaşım değil. Ben daha genç ve sportif olarak da ciddi beklentileri olan bir futbolcuyum. Hepsini bir kenara bırakın bu zamana kadar Galatasaray’da ve şimdi de Trabzonspor gibi bir başka büyük takımda oynuyorum. Yeteri kadar tanındığımı, formasını giydiğim takımların taraftarları için kahramanlarından biri olduğumu düşünüyorum. Keşke hiç böyle bir hakem faciası yaşanmasaydı ve ben de böyle bir hareket yapmak zorunda kalmasaydım...”

‘Ben de şaşırdım...’

“Maçın ardından sosyal medyadaki yankılar beni de şaşırttı. Bu kadar büyüyeceğini insan o anda hayal edemiyor. Hatta atıldığım ve takımımı yalnız bırakacağım için üzüldüm bile. Sonrasında ise biraz daha farklı bakıyorsunuz. Başkanımız ve yöneticilerimiz de beni maçın ardından sakin olmaya davet etti. Zaten başkanımız ve hocamız çok haklı olduğumuz anda bile gösterdikleri  duruşla Trabzon camiasını onurlandırdı. Ne ceza geleceğini bilmiyorum. Savunma yapmaya da çok fazla gerek duymuyorum. Çünkü her şey kamuoyunun önünde oldu.”