Trabzon'un futbolla özdeşleşmiş bir kent olduğuna vurgu yapan Cora, federasyonu 'eyyamcı' olmakla suçladı. Cora, Trabzonspor yönetimlerini haksızlıklara karşı dik durmaya davet etti.

Trabzon'un Tonya ilçesinde doğup büyüyen, keğitim hayatını Hukuk Fakültesi ve avukatlık mesleğiyle taçlandıran Salih Cora, AK Parti'den Türkiye'nin en genç vekillerinden biri olarak Meclis'e girdi. Trabzon'un ve bölgenin sorunlarına ilişkin yaptığı analizlerle yılların politikacılarını gölgede bırakan Cora, TEK-ART Medya Merkezi'ni ziyareti sırasında, Türk futbolunda yaşanan olayları ve Trabzonspor'u etraflıca değerlendirdi. Dobra yorumlarıyla dikkat çeken genç politikacı, Bordo-Mavili takımın şike mağduriyetinin sona erdirilmesi için öncelikle Futbol Federasyonu'nun eyyamcı tutumuna son vermesi gerektiğinin altını çizdi. Cora, futbolun siyasal sarmal içinden çıkarılmasının şart olduğunu söyledi. İşte AK Partili Salih Cora'nın her bir cümlesi kalın puntolarla çizilmesi gereken o dobra yorumları...

FEDERASYON EYYAMCI TAVRINDAN UZAKLAŞMALI

Trabzonspor camiasının dik duruşuyla beraber bu sorunun çözülmesi gerekiyor. Federasyonun eyyamcı bir tavırdan uzaklaşması gerekiyor. Hatırlarsanız, eski Spor Bakanımız, Devlet Bakanımız Mehmet Ali Yılmaz döneminde futbol federasyonları özerk bir yapıya kavuştu. Türkiye’de 'futbolun miladı' diye tabir edilen bir dönemdi. O dönemden bu yana futbol federasyonlarının, özerk statüde olan bu kuruluşların böyle durumlarda gereğini yapabilmeleri lazım. Avrupa’da, İtalya’da bakıldığında Juventus’a ve diğer takımlara nasıl bir şike olayı tespit edildiğinde gerekli cezalar verilebiliyorsa bunun Türkiye’de de uygulanması gerekiyor. Cesur yöneticilere ve cesur federasyon başkanlarına ihtiyacımız var. Federasyonla pazarlık yaparak, federasyona teslim olarak Trabzonspor’un hakkı hukuku savunulamaz.

SİYASET FUTBOLA MÜDAHALE ETMEMELİ

Türkiye’de futbolda şiddet eylemleri konuşulacağı zaman buna Trabzon’dan başlanmasını doğru bulmuyorum. Ankara’nın merkezinde Amedsporlu yöneticilere eğer bir şiddet olayı herkesin gözleri önünde gerçekleştirilmişse niye Amedspor üzerinden veya Ankara’daki olaylar üzerinden başlanmıyor da Trabzon üzerinden başlanıyor? Türkiye’de Trabzonspor münferit olaylar nedeniyle linç edilmemeli. Trabzonspor camiasının susturulmaması gerekiyor. Tabii ki stadımızda yaşanan sadece o olayı değil her kötü hareketi kınıyorum. Son olayda da bir taraftarın sahaya atlaması, hakemi dövmesi kabul edilebilir bir davranış değildir. Ama Trabzon şehrinde bu tip olaylar oluyorsa, Türkiye’nin en huzurlu şehrinde her nedense bir futbol maçında en huzursuz şehri gibi bir görüntü oluşuyorsa bunun iyi araştırılması gerekiyor. Türkiye’de Trabzonspor’a yönelik haksızlıklar 2010-2011 sezonuyla beraber tescillenmiş, resmi bir şekilde doğrulanmış haksızlıkları ile beraber bir mağduriyet durumu oluşmuştur.

BERAAT ETSELER DE ŞİKE YAPILMIŞTIR

Şu anda yargılanan kişilerin hepsi beraat etse de, tekrar yargılanıp tekrar beraat etseler dahi Türkiye’de şike yapıldı. Yargılama sürecinde delillerin eksiksiz toplandığı, delillerin geçersiz olduğu noktasında bir kanaate ulaşıp karar verilmiş olsa dahi Türkiye’deki şike gerçeği değişmez. Şike olayında bir kumpas olsa dahi bu şikecileri aklamaz. Davanın bir kumpas düzeninde oluşması, birbirini tanımayan sanıkların yan yana oturtulmuş olması, ayrı ayrı olayların tek bir iddianamede birleştirilmiş olması ve geçersiz delillerin geçerli gibi gösterilmiş olması, usulsüz dinlemelerin mahkemede delil olarak değerlendirilmesi, adil yargılamanın ihlal edilmiş olması gibi birçok unsurdan herhangi birisi tespit edilip de beraat kararı çıksa dahi sonuçta orada spor hukukunda 'şüpheden sanık yararlanır' ilkesi yoktur, 'şüpheden zanlı hakkında gerekli işlem yapılır' ilkesi vardır.