Karadeniz Gazetesi // Röportaj - Ebru TAVŞAN Başkan Ağaoğlu, “Mali anlamda yapılandırmayı gerçekleştirirsek ancak 10-12 seneye borçların sıfırlanması sağlanır. Başarıya sıra gelirse birkaç futbolcu transfer ederek şampiyon olabilirsiniz ama Trabzonspor’da sürdürülebilir başarıyı konuşuyorsak bunun bir dört senesi var” diyor 

ÜNAL HOCA BiZİMLE BiZ DE ONUNLA DEVAM EDiYORUZ

Ünal hoca ile gelecek sezon için anlaşma sağlanacak mı?

Ünal Karaman ile devam ediyoruz. O konuda bir sorun ve problemimiz yok. Benim en fazla canımı sıkan ve beklediğim UEFA kararıydı. Çünkü bu kadar gecikmesi hayra alamet değildi. Diğer taraftan çözmemiz ve haziran ayının sonuna kadar ödememiz gereken 210 milyon lira gibi bir para var. Yapılacak olan transferler ve tespitler var. Bunları da zaten yaptığımız insan Ünal Karaman. Tüm plan ve programları birlikte yapıyoruz. Sanki hani hocanın kontratı bitmiş de gideceği konuşuluyor. Eğer insanlar o açıdan bakıyorlarsa belki biz teklif götürdük, hoca teklifi kabul etmedi. Hep bize soruluyor, hoca ile devam ediyor musunuz? Ünal hocaya sorun bakalım, bizimle devam ediyor mu? Ama sonuçta hoca da bizimle, biz de hoca ile devam ediyoruz. O konuda hiçbir sorun yok.

ÖNCEKJİ YÖNETİM TARAFINDAN GELİRİN 4-5 KATI BORÇLANILMIŞTI  

Kulübün ekonomik olarak battığı bir dönemde aday oldunuz? Nasıl bir tablo bekliyordunuz, ne buldunuz?

Mali olarak kötü bir tablo bekliyordum ama bu kadar sıkıntılı bir sürece girildiğini düşünmüyordum. Evet, kulübün 1 milyar liraya yakın borcu vardı ama bunlar bir takvime yayılmış borçlardır diye düşünüyordum. Gelirin 4-5 katı borçlanılmış. Bu zaten başlı başına bir facia. Siz yıllık gelirinizin 4-5 katı borçlanmışsanız zaten ipin ucunu kaçırmışsınız demektir. Gelir gelmez yaklaşık 80-100 milyonluk bir bölümü ilk 20 gün içerisinde, takip eden 3 ay içerisinde de 220 milyon gibi bir ödemenin aciliyeti ile karşılaştık. Bu kadar sıkıntılı olduğunu tahmin etmiyordum ancak bilmediğim bunun iki katı olabilir, tüm bunlarla başa çıkmak zorundasın diyerek geldim. Beklemiyordum ama karşılaştığım zaman da sürpriz olmadı. 

SPOR ALTYAPISI OLMADAN TRABZONSPOR’U YÖNETMEK ZOR

O dönem eksik olan neydi size göre?

Sportif anlamda düşünebilmek için bir kere önce sporu bilmek, sporun içinden gelmek lazım. Benim Trabzonspor’la alakalı 30 yıllık bir birikimim var. Bir spor altyapısına sahip olmadan Trabzonspor gibi devasa bir kulübü yönetmek o kadar kolay bir şey değil. Ve geçtiğimiz yıllarda yapılan yanlışların en büyüğü, başkanın tek karar verici ve tek uygulayıcı olması. Tek karar verici olduğunuz yerde yönetim kuruluna ne ihtiyacınız var? Ben bir senedir önem arz eden hiçbir konuda kararı tek başıma almadım. 

BAŞKAN AÇIKLAMA YAPIYOR OYUNCU TERSİ BEYANAT VERİYORDU

Öncelik mali tablonun düzeltilmesiydi ama sportif anlamda da başarı sağlandı.  

Geldiğimizde sadece mali disiplin değil, idari disiplin de kaybolmuştu. Sportif disiplin ise yerlerde sürünüyordu. Düşünün ki kulübün başkanı ayağımızı yorganımıza göre uzatmamız lazım diyor, ertesi gün oyuncu tam tersi beyanat verebiliyor. Sportif anlamda biz son beş senedir başarısızdık. Başarıyı sağlamak istiyorsanız bir kere birliği beraberliği ve disiplini sağlamak zorundasınız. Bizim anladığımız anlamda disiplinden uzak olan oyuncularla yolumuzu ayırdık. Hiç kimse bu kurumun üzerinde değildir. Ekonomiyi ne kadar düzeltirseniz düzeltin başarısız bir Trabzonspor camiadan kopuk, heyecan vermeyen bir Trabzonspor’dur. 

BAŞKANLIK İÇİN GÖZ YUMMAK İHANETLERİN EN BÜYÜĞÜDÜR

Burak ve Onur için kimsenin cesaret edemediği bir karar verdiniz.

Yolları ayırdığımız oyuncular bu yapıya açık ve net olarak zarar veriyordu. Bunu da kamuoyunun gözünden saklamayı çok iyi becerebilmişlerdi. Riskli karar olduğu bana da çok söylendi. Başkanlığa tutunabilmek için birilerinin bu yapıya zarar vermesine göz yummak, bu kulübe yapılacak ihanetlerin en büyüğüdür. Başkanlığım gidecekmiş, ben zaten anamdan Trabzonspor başkanı olarak doğmadım ki. Ben buraya hizmet etmeye geldim. Belki maçları kaybederek çok ağır eleştirilere de maruz kalabilirdik ama bu bizi doğruları yapmaktan geri adım attırmadı. İleriye dönük de bu durum aynı. Yapıya zarar veren, spor ahlakından uzak olan her kim olursa bu yapının içerisinde asla yeri olamaz.

“BU TAKIMIN FORMASI HARİCİNDE NESİ TRABZONSPOR” DEDİM

Transfer yasağı nedeniyle mecburiyetten altyapıdan futbolcularla yola devam ettiğiniz de söylendi...

Yıllardır söylediğim Trabzonspor eğer altyapıdan 4-6 oyuncuyu ilk 11’de sahaya sürmüyorsa ben o Trabzonspor’a benim Trabzonspor’um demem. 8 yabancı Trabzon’dan olmayan 3 futbolcu ile Alanyaspor karşısında 7 yediğimiz zaman bu takımın formasının haricinde nesi Trabzonspor dedim. O nedenle Fenerbahçe maçına ünlü yıldızlarla vedalaşıp Uğurcanlarla, Abdülkadirlerle çıktık. Bu önceden alığımız bir karardı ve işin doğrusu benim kafamdaki Trabzonspor da bu. Altyapıdaki bir çocuk takıma bakınca 8 yabancı, Trabzon’dan olmayan 3 de Türk futbolcu görüyor. Bu takımda bana yer yok der ve artık o çocuğu motive edemezsiniz. 

AGRESİF TRABZONSPOR bakış açısı YERİNİ SEMPATİYE BIRAKTI

Trabzonspor, kadrosuna bakınca fair-play sıralamasında 1. sırada. Bu oyuncularımızın sadece futbola odaklandığı anlamına geliyor. Allah’a şükür son bir maçımız kaldı, çift sarıdan da olmak üzere bir tane kırmızı kartımız yok. Böyle bir takım ortaya çıktı. Ve bu takımın verdiği mücadeleye bütün ülke sempati duymaya başladı. Türkiye genelinde agresif Trabzonspor bakış açısı, yerini sempatiye bıraktı.

BDDK VE TFF’NİN YAPACAĞI YAPILANDIRMAYI BEKLİYORUZ

UEFA’nın gerekçeli kararındaki 3 maddeyi yerine getirebilecek misiniz?  

İlk iki madde bizimle bağlantılı ve sorunsuz görünüyor. Maddelerden biri bizim dışımızda. BDDK ile TFF arasındaki yeniden yapılandırma.  3. madde için BDDK bir ay içerisinde yeniden yapılandırmayı yapması lazım. Ve bununla ilgili TFF, UEFA’ya söz verdi. Biz aslında kafadan ceza almıştık. İlk geldiğimizdeki tabloyu nasıl düzelttiğimizi gittik anlattık. Yalvardık yakardık, iyi gidiyoruz dedik. Beş senedir UEFA’yı hasretle bekleyen bir camiayı siz UEFA’nın dışına bırakırsanız her yönüyle yanlış yapılmış olur dedim. Bu tablonun dışına çıkarsak her türlü cezaya razıyım dedim. Uyguladığımız ekonomik disiplinden de taviz vermedik.



‘FUTBOLUN SÜPERLERİ’ GECESİNDE SALONU TERK ETTİM

Bein Sports’un ödül törenini terk etmeliydiniz de denildi...

Bein Sports’un ödül töreninde salonu terk ettim. Jüriye de anlayabilecekleri lisandan eleştirinin bir tık üstünde tepkimi gösterdim. Sosyal medyada eline klavyeyi alan yazıyor ‘neden terk etmedi’ diye. Ettim. Salonda da baya da ses getirdi. Gitmememi rica edenler oldu. Çıktığımda Bein Sport’un kameralarına tepkimi de çok ağır gösterdim ama çıkmış bir kulüp başkanı kendilerine giydiriyor, tabi vermediler. Zaten vermeyeceklerini biliyordum ama hiç değilse kanalda konuşulması bile yeterdi.

KONDİSYONERİN YAPTIĞINI DA TASVİP ETMİYORUM

Fenerbahçe ile ilişkileri normalleştirmek için çaba gösterirken son Volkan Demirel olayı ile ilgili düşünceniz nedir?  

Volkan Demirel olayı aslında hiç şık olmadı. Çünkü biz hep sadece oyununuza odaklanın, hakeme itirazlarınız bile ölçülü olsun, gerisini bize bırakın dedik. Bizim kondisyonerin yaptığını da tasvip etmiyorum. Kendisine çakmak atılmış. Hiç mi çakmak yemedik kafamıza? Eğ kafanı gir içeriye. Ne oluyor o zaman, Volkan’ın haddini çok aşan, amiyane tabirle sokak kabadayısı açıklamasına karşı başkanı ona cevap vermek zorunda bırakıyorsun. Kafanı eğip içeri girsen onları kendi terbiyesizliklerinde zaten boğacaksın. Cevap verince sen de aynı seviyeye geliyorsun ve yatıştırmaya çalıştığımız, küllenmeye yüz tutmuş olan bu tür olumsuzluklar yeniden alevlenmeye başlıyor. Ama tabi orada bir cevap vermek gerekliliği hasıl olmuştu.

ŞU ANA KADAR 400 MİLYON LİRA ÖDEME YAPTIK

Trabzonspor mali ve sportif anlamda tam olarak ne zaman düze çıkar diyebiliriz?  

Mali tablo yapılandırmayı gerçekleştirirsek 10-12 seneye ancak borçların sıfırlanması sağlanır. Çünkü bir taraftan borcu sıfırlarken bir taraftan da yeni çalışmalar yapıyoruz. Şu ana kadar ödediğimiz para 400 milyon lira. Başarıya sıra gelirse birkaç transfer yapıp şampiyon olabilirsiniz ama bütün birimlerin birbirine entegre olduğu sürdürülebilir bir başarıyı konuşuyorsak bunun bir dört senesi var. Ama bu şu anlama gelmesin, zirve yarışından hiçbir zaman kopmacağız. En kötü dönemimizde bile milletin canını aldık. Birileri belki şampiyon oldu ama ligin son haftasına kadar matematiksel de olsa o yarışın içindeydik. 



TARAFTAR KULÜBÜN BATMAK ÜZERE OLDUĞUNU GÖRDÜ

Taraftardan henüz tepki almamanızı nasıl değerlendiriyorusunz?

İzlediler, icraatlarımızı, aldığımız kararları gördüler. Trabzon insanı zekidir. Mantıksız şeyler olmadığının farkına vardı camia. Başta ekonomik küçülmeye sıcak bakılmıyorlardı ama gidişin gidiş olmadığını UEFA kararından sonra herkes görmüş oldu. Bu şekilde devam ederse kulübün batacağını gördüler. En fazla isabetli pas yapan kulüp Trabzonspor. Gitsin birisi beklesin, bütün toplar ona gitsin o da gol atsın. Bu da bir sistem olabilir ama Trabzonspor’un sistemi bu değil. Taraftar ilk defa uyutulmuş, göz ardı edilmiş kendi sistemiyle yüz yüze geldi ve futboldan zevk aldığı için taraftar bize sempati duyuyor. Futbol onlara zevk ve umut vermezse en fazla üçüncü maçta ‘Ağaoğlu istifa!’ söylemleri başlar. 

TÜRK FUTBOLU ŞU AN BEYAZ DEĞİLSE DE AÇIK GRİ

Fenerbahçe eski yöneticisi TFF başkanlığı için adaylığını açıkladı. Şu an tek aday gibi görünüyor? Tavrınız ne olacak?  

Tek aday olunca zaten bizim ne yaptığımızın bir önemi kalmıyor. Şu an itibarıyla 10 gün var ve bu uzun bir süre. O yıllarda maalesef Türkiye’de futbol kirliydi. Şimdi çok mu temiz derseniz o yıllarla kıyasladığımızda beyaz değilse de grinin açık tonu. 2010-2011 bir hak ve adalet arayışıdır. Hukukun her platformunda Trabzonspor bunun mücadelesini vermiş ve vermeye devam ediyor. 

HiÇBiR ZAMAN TOPLUMDAN KOPUK YAŞAMADIM

Toplumun birçok kesimiyle ve şehirle iç içe bir görüntü sergiliyorsunuz.

Biz kent takımıyız. Bu kulübün yönetimi ve başkanı, kentin insanlarından, sanatçılarından, özel çocuklarından kopuk olmamalı.  Gemicilikte zincirin halkalarına bakla denir. Gemi demir atar ya baklanın biri çürükse o demir tutmaz, kopar. Ben hiçbir zaman toplumdan kopuk yaşamadım. Köprübaşı’nın Göneşara Dağ köyündeyim. Bizim insanımız kendisinden kopuk olan hiçbir şeyi sevmiyor. Belki takımı bu kadar sevmesi veya beni kabullenmelerinin altında yatan gerçek de bu. Ben de tribünden geldim. Gözlerinde çok büyüttükleri başkanı kahvede okey oynarken görüyorlar, hayret ediyorlar. Kendisiyle bütünleşmeyen insanı sevmiyorlar.