// Karadeniz Özel // “Onursal Başkanımız, Bakanlık yaptığı dönem, kimsenin cesaret edemediği şeyi yapıp, Türkiye’de futbola özerkliği getirdi. Sonrasında TFF’nin başında olsaydı; Türkiye, futbolda bir devrimi daha yaşayıp dünya arenasında sürekli ilk sıralarda olurdu. Bizler de onun yolunda gitmek istiyoruz. Hem Trabzonspor’a hem de Türk sporuna hizmet etmek hedefimiz. Doğduğumuz bu şehre, bu topraklara borcumuz var. Buranın insanı spor için özellikle de futbol için yaratılmış. Hedefimiz ve misyonumuz; bu müthiş potansiyeli bilimsel bir ortamda geliştirmek ve Trabzon’u yalnız Türkiye’nin değil Avrupa’nın futbol merkezi yapmak…”



Trabzon'un çocuğu olmak beraberinde sorumluluklar da getiriyor. Bu topraklardan öylesine önemli kişiler çıktı ki hepsi ayrı bir değer. ‘Nerelisin?’ diye sorulduğunda göğsü gererek, “Trabzonluyum, Trabzon’da doğdum” sözlerini bir çırpıda söyler bu toprakların çocuğu… Ne kadar şehirden uzak kalsa da hep içinde bir ukte olur, yeniden dönüp, doğup büyüdüğü topraklara iyi hizmetler vermek. Onların hayır duaları almak…

İşte onlardan birisi olan Mehmet Atalay’ı bugün size anlatacağız. Aslında anlatmaya gerek yok… Ziya Paşa bu durumlar için çok güzel bir söz söylemiş: “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde (İnsanın aynası işidir, lâfa bakılmaz; bir kişinin aklının seviyesi, yaptığı işte görünür.)”

Mehmet Atalay, her şeyden önce meslektaşımız. Karadeniz Gazetesi’nde başlayan iş hayatı, daha sonra İstanbul’da devam etti. Kısa sürede, hem de genç yaşında önemli gazetelerin spor müdürlüğünü yaptı.  2000 bin yılında İstanbul Spor AŞ’nin başına geçti. Ardından ise önemli işlere imza attığı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’ne atandı. Pek ortalarda görünmeyi sevmezdi. Biz onu hep icraatlarda gördük. 6 yıla yakın bu görevde kaldı. Türkiye’nin önemli spor organizasyonları hep Mehmet Atalay’ın Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü döneminde gerçekleşti. Eski dostla bu kez yıllar sonra Karadeniz’de bir araya geldik. Çok şey konuştuk. Çok önemli projelerden söz etti. Anlatırken gözleri hep onu ilk tanıdığım gibi çakmak çakmaktı. İşte o sohbette aklımızda kalanlar:
Burası (Karadeniz Gazetesi) benim ilk yuvam. Burada gazeteciliği başladım. Sonra İstanbul’a gittim ancak Karadeniz Gazetesi’nin benim yaşamımda yeri çok ayrı. Trabzon’a her geldiğimde de buraya mutlaka uğrarım. Asım abiyi (Asım Kemal Güner) görmeden gitmem. Trabzon şehri gerçekten insanı gibi çok özel. Bu topraklarda insanlar yetenekli. Özellikle de spora karşı yeteneği çok fazla. Trabzonspor geçmişte başarı olduğu dönemlerde hep kendi içinde yetiştirdiği insanlarla şampiyonluklar yaşadı. Böyle yaşı geçmiş, 34’lük 35’lik isimlerden medet ummazdı. Kariyerleri iyi imiş. Bizi bu çok ilgilendirmez. Eğer bu topraklara hizmet etmek istiyorsanız kendi öz değerinizi ortaya çıkaracaksınız. Onları en iyi şekilde eğiteceksiniz. Onları eğitecek insanları iyi seçeceksiniz. Sonunda mutlaka başarı gelir. Günü birlik başarılar sadece kandırıcı olur. Bunun faturasını Trabzon şehri yıllarca ödedi. 21 yıl devletin çeşitli sektörlerinde hizmet yaptım. Elbette çoğunluğu spor alanında. Şu anda Türkiye’nin bir çok ilinde gururla maçlarını izlediğimiz şehirlerdeki statların projelerinde yer aldım. Akyazı Stadı da bunların içinde. Oradaki projemiz çok farklıydı. Etrafında Trabzonspor Üniversitesi, yine Trabzonspor adına eğlence merkezleri, sağlık alanları olacaktı. Yani biz Akyazı’da büyük bir spor komleksiyle birilke Trabzonspor’un altyapısının inşasını düşünüyorduk. Şu anda dünyada altyapı konusunda hep Ajax’ı, Barcelona’yı, Benfica’yı konuşuyoruz. Trabzonspor bu takımların içinde mutlaka olmalı. Bizim böyle bir potansiyelimiz var. Bunu gerçekleştirmek hayal değil. İyi bir ekip, doğru kararlarla Trabzon şehri Avrupa’nın futbol merkezlerinden birisi olur. Bunun yanı sıra bizim boks, yelken, ampute gibi sporları başarıyla yapacak insanlarımız var. Aldıkları madalyalarla gurur duyduğuzu sporcularımız var. Bunların sayısı kolaylıkla artabilir. Trabzon’daki en önemli sorun şehirde maalesef insanlar arasında birleştiricilik yok. Bizim ilk işimiz tüm insanlarımız, önemli değerlerimizi bir araya getirmek. Onlardan fikirler almak. Onlara kendi fikirlerimizi projelerimizi anlatmak. Böylece Trabzon şehri bu coğrafyada sporun merkezi olacak. Bu şekilde yalnızca Trabzon’un değil çevresindeki illerin de çehresi değişecek. Binlerce insan istihdam edilecek. Başta da söylediğim gibi Trabzon şehrine olan borcumuzu ancak böyle ödeyebiliriz.
Trabzon’un futbolda 4 büyük olmasını sağlayan kişi Onursal Başkanımız Mehmet Ali Yılmaz beydir. Gözü kara olduğu için, Bakanlık yaptığı dönem, kimsenin başaramadığını yaptı ve futbola özerkliği getirdi. Sonrasında ise maalesef bir adım öteye gidilmedi. Çünkü görev gelen kişilerin ne böyle bir kararlılığı ne de yumruğunu vurduğunda ses getirecek güçleri vardı. Her yerde söylüyorum, Mehmet Ali Yılmaz Türkiye’de futbolun başında olsa, inanın şimdi Türkiye her yıl Dünya Kupası’na gider, her yıl Avrupa Futbol Şampiyonası’nda oynardı. Biz onun izinden gitmeye çalışıyoruz. Elbette gidip Onursal Başkanımızdan tecrübeler de edineceğiz. Hedefimiz, Trabzon şehrini, bu şehrin en önemli olgusu Trabzonspor’u layık olduğu hak ettiği yerlere getirmek. Bu yolun kutsallığını biliyoruz. Bu yolda herkesin bizimle olacağını da biliyoruz. Trabzonlu yalnız Türkiye’de değil dünyanın dört bir yanında var. Onlar da bizim bu davadaki en önemli paydaşlarımız olacak. “