Trabzonspor sezon başındaki şampiyonluk iddiasından gele gele, dördüncülük sevdası ile buluşmayı ne yazık ki 'şampiyonluk sevinci' gibi karşılamayı bekliyordu. Fakat ne üzücüdür ki, bu dördüncülük sevdasına dahi ulaşamadı.

Buradan Trabzonspor’un çıtasının ne denli irtifa kaybettiğini anlamak için futbol uleması olmaya gerek yok.

Araştırmak lazım, kendi kendini sorgulamak lazım. "Ben yaptım, iyi oldu. Ne yapsam iyi olur. Ben her şeyin iyisini bilirim..." gibi kendini bundan böyle dev aynasında görmeye gerek yok.

***

Self kontrol yapıp, bu yarışta yapamadıklarımızı, hatalardan yaptıklarımızı, ne yapmak isteyip de nereye vardığımızı alt alta yazıp, bakkal hesabına uygun ‘aldı–verdileri’ kaçırmadan, geçen yılın icmalini delikanlı gibi yapmak gerekir.

Umarız ki; gelecek yıl da dolduruşa gelip, ulema ve cambaz menajerlerin insafına kapılıp, peşlerine düşüp, yıldız sanılan fakat uzayın boşluklarında çoktan ömrünü tamamlamış astroidler benzeri futbolcuların peşine, feri kaçmış bacaklarına umut bağlayıp, taraftarlarına dürbünün ters merceğinden baktırılıp, cüce yıldızları gezegen gibi göstermeye kalkışmayalım.

***

Geçen hafta içerisinde yorum yazımızda da belirttiğimiz gibi; alt yapıya gözünü kapatan menajer, yönetim ve teknik ekiple 'karanlıkta iğne arar' gibi, balon futbolculara yapışmanın gelecek sezon Trabzonspor’u bir alt lige düşmemeye oynatacağını, hayatının yarısını bu kulübe hasletmiş bir insan olarak, sizleri üzülerek uyarıyorum.

Trabzonspor, artık İstanbul’un üç büyüklerine rakip olmaktan klas altı olup, 'Trabzonspor' denince; ödleri kopan, bacakları sallanan, sahaya çıkarken ayakkabılarını ters giyen, şehir takımlarının rakibi olma durumuna düştük.

Bu iddiama inanmayanlar, spor sayfalarındaki puan cetveline baksınlar yeter.

***

'Artık takımda kim iyi oynamış, nerede oynamış, nasıl oynamış, Trabzonspor sistematiği ne olmuş, hangi teknik sistemle rakibe karşı tedbir ve taktik düşünülmüş?' meselesini, ekmek arası balık satan lokantalarda garsonlardan dinlemek daha doğru olacaktır.

Yoksa artık teknik ekibin ve futbolcu kadrosunun hangi kıratta olduğunu eleştirip yazmak yerine, şekersiz kahvemizi söyleyip Trabzonspor’un ahvalini düşünmek şimdilik yeter sanırım.