Yazılarını
sıkılmadan okuduğum ve çok beğendiğim, güzel insan Bekir Coşkun’un 15 Kasım
2016 tarihinde “Direnme hakkı” başlıklı yazısı elime geçti. Sayın Coşkun, aynen
şöyle yazıyordu. ”Direnme hakkı”
Yasalarla verilmez..
Yasalar,
direnme hakkını sadece tanır..
Ya da
tanımaz..
Ama direnme
hakkı vardır ve direnme hakkı ta doğadan gelir..
Ve Değerli yazarımız şöyle devam
ediyor. Direnme hakkı demokrasinin, yasaların, devletin, parlamentoların,
sosyal düzenlerin verdiği ya da aldığı bir hak değildir.. Direnme hakkı “ var
olma “ hakkıdır.
Üstadımızın satırlarına
katılıyorum. Ancak, yaşamımız tuzaklarla dolu. Bu tuzaklara da direnme gücü
halkımızda yok. Özellikle günlerde vatandaşlarımızın belini büken elektrik,
doğalgaz, akaryakıt ve mutfağımızı ilgilendiren malzemelere gelen zamlar
karşısında adeta yaşam mücadelesi veriyor. Aklımıza ister istemez şu suru
geliyor. Siyaset neden vardır? Aslında bu sorunun yanıtını tüm halkımız bilse
de söyleyemez durumda..! Peki neden yanıt veremiyorlar?
Zira hukuk yok..
Adalet yok..
Göz kapağınızı kaldırdınız mı
sorunlar bir birini kovalıyor..
Zulüm içinde yaşarsın eyvallah..
Binlerce kitle örgütleri suskun
konuşmaz veya konuşturulmaz.. Tüm esnaf ve meslek dernekleri suskun.
Bana dokunmayan yılan bin yaşasın
..
Elindeki değerleri kaybederken,
nemelazımcılık pirim yapar ve devlet düştüğü çöplükten kurtulamaz..
O zaman neler kaybettiğimizi bilmeli
ve huzurlu yaşam için haklarımızı aramalıyız. Hiç değilse,
Çocuklarımız için..
Torunlarımız için..
Komşularımız, akrabalarımız,
dostlarımız ve halkımız için..