Her zaman vurguladım yine vurguluyorum.
Israrla yazdım ve yine yazacağım.
Sömürülen, ranta kurban giden Beşikdüzü dedim tekrar ediyorum.
Rahatlatınız mı beyler?
Beşikdüzü, dünyada eşi benzeri olmayan
Köy Enstitüleri ile alınırken şimdi hapishanesiyle televizyonlara çıkıyor öyle
mi? Bu okulların eğitim sistemi ve burada eğitim görenler parmakla
gösterilirken şimdi hapishane ile meşhur olmasıyla bu günlere geldi.
Bilgi, kültür ve eğitim devamlı
beslenmeli. Aksi halde yozlaşma kaçınılmazdır. Bu güzel ilçemiz,” liyakatsiz”
kişilerin yönetiminde yok oluyor. Bu kişilerin hizmet naralarıyla güzel
ilçemize yaptığı en derin hatadır. Zamanında yanlış bir yatırım olduğunu ifade
ettik. Ancak, şer gurubu ganimeti paylaşmak için, okullarıyla ismi anılan
ilçeye bu yanlışlığı yaptılar. Ama ilçe halkı uyudu sesini çıkarmadı çünkü
çıkarcılar ranttan pay bekliyorlardı.
Beşikdüzü, Kurtuluş savaşına öncülük yapan
kişilerin olduğu bölge ve Büyükliman havzasının can damarıdır. Eğitimi ile öne
çıkan okullar yuvasıdır.
Bu köşemden tüm cumhuriyet
aşığı kişilere ve Beşikdüzü halkına açık çağrımdır. Cumhuriyetin onur kaynağı
Köy Enstitülerinden biri olan Beşikdüzü’ne bu okulların anısına tüm halkın ve
gelip geçen yolcuların görebileceği bir yere bir anıt yapılmasının
çalışmalarına başlamış bulunuyoruz. Bu konuda tüm vatandaşlarımızın sorumluluk
almasını bekliyorum.
Burada asıl görev
Beşikdüzü Belediye Başkanımızın asli görevlerinden olmalı ve destekleyeceğini
bekliyoruz. Bir Köy Enstitüsü öğretmenin çocuğu olarak ilçemin hapishane ile
anılmasını asla kabul etmiyorum. Hapishane derhal üniversiteye dönüştürülerek
eski yerine gitmelidir.
Beşikdüzü uyuma!
Bu kadar sömürüldüğün yeter…