Hangi ülkede yaşıyoruz? İstanbul seçiminin iptal edilmesine tepki koyanlar fişlenmeye başlanmış. Olay öyle bir boyuta taşındı ki destek olanların isimlerini sosyal medya hesabından kayıt başlığı altında yayımlanarak korku salınmaya bile başlandı.

Vay be! Siz neymişsiniz de bizim haberimiz yokmuş! Milleti fişleyin, hayatlarını görüntülü kayıt altına alın, sonra da onlara karşı tehdit olarak kullanma yolunu seçmeyeceğiniz ne malum? İnsan insana bu kadar eziyet eder mi, bunun karşılığı nerede var?

Demokrasi büyük yara aldı beyler. Ülkemizin özgürlüğü, bağımsızlığı, milletin egemenliği bir düşüncenin emrine mahkum edilmeye çalışılıyor, buna dur deme cesaretini gösterenlere karşı sindirme politikası izleyip gözdağı vermekle nereye varılacağı hesaplanıyor acaba? Ben söyleyeyim, hiçbir yere varamazsınız. Yaraladığınız demokrasi hepimize olduğu gibi yarın sizlere de gerekli olacaktır. Barış güvercininin uçmasını sağlayan demokrasi olgunluğundan gelin ayrılmayın.

Meydanlara çıkıp 82 milyon kişiye sesleneceksin, onları cilalı sözlerle allayıp pullayacaksın, sonra da çıkıp ikttidar partisine oy vermeyenlere, karşı söylemde bulunanlara her türlü yaftayı yapıştırmaktan geri kalmayacaksın, yetmezmiş gibi bir de fişleyeceksin. Sizi yüce Rabbime havale ediyorum.

İktidar partisinin baskısına boyun eğen, aynı zarfta kullanılan 4 oyun üçünü geçerli sayıp birini geçersiz sayan YSK'nın bunun hukuki boyutunu açıklamamasına rağmen, alınan iptal kararının ardında iktidarın baskısının ve atanmışların demokrasiye ağır darbe vurduğunu söylemek mümkün.

Şimdiden Ekrem İmamoğlu fark atar gibi söylemlere inanıp gevşemek yok. Milletin iradesine ipotek koymayı göze alan anlayış, çıkarlarına hizmet edecek oyunu da sahneleyecektir. Bu nedenle demokrasi adına, milletin iradesi adına, çocuklarımız ve ülkemizin geleceği adına 23 Haziran'a kadar kimse rehavete kapılmasın.