Ülkemizde yaşanan birçok gelişmeyle
hemen dış dünya ile bağlantısının olduğunu söyleriz. Ekonomiden teröre kadar
birçok alanda bunların parmağı var denir. Bu dış güçler şimdi de Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan’ın hasta olduğunu iddia edip yeni bir senaryo yazmaya
başladı. İddialarını öyle ileri götürdüler ki Erdoğan’ın yerine üç aday bile
var dediler.
ABD’li Foreign Policy köşe yazarı
Steven A. Cook’un, AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın
"bir sonraki seçimlerde aday olamayacak kadar hasta olabileceğini"
yazması, Banu Avar’ın 2016’da dile getirdiği, “Bütün dünyada, uygulanan şablon
aynı. Bu şablon hiç değişmiyor. Önce seçilmiş kişiler bir ülkenin başına
getiriliyor. 94 yılında buraya şehirli kravatlı Erbakan gibi değil Tayyip Bey
gibi biri lazım. Ben 1994 yılında gelen basın mensuplarına yardımcı oluyordum.
O zaman Nisan ayında BBC, ardından
EBC, arkasından TVES aradı hepsi ile aynı konuşma geçti. Refah Partisi
konusunda bir program yapmak istiyoruz, Erbakan’ı ayarlayayım diyorum, istemiyorlar,
yardımcısı varmış Abdullah Gül’ü ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı var
Tayyip Erdoğan’ı istiyoruz ve Fehmi Koru’yu istiyoruz. Hepsi aradığında aynı
konuşmaları yapıyor. Geldiler yapıldı o konuşmalar o zaman belliydi, nereye
geçileceği, şu anda da bu hazırlanıyor solda bu sağda bu” ifadelerini akıllara
getirdi.
Foreign Policy köşe yazarı Cook, AK
Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın hasta olduğunu yazıp
tıpkı Avar’ın dikkat çektiği söylemleri doğrular nitelikte yeni bir senaryo da
ortaya koydu.
SENARYOLAR
O yazıda birçok Türkiye analistinin
Erdoğan sonrası dönemde AK Parti'nin bölünebileceğini öngördüğünü söyleyen
Cook, seçimleri İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ankara
Büyükşehir Başkanı Mansur Yavaş veya İYİ Parti lideri Meral Akşener'in
kazanabileceğini de iddia ederek senaryoları şöyle değerlendirmiş:
"İmamoğlu, Yavaş veya Akşener'in Türkiye'nin cumhurbaşkanı olduğu durumda
meydana gelebileceklerle ilgili mantıklı senaryolar var, ancak beklenti onların
zaferinin Erdoğan sonrası dönemde normal politikaya dönüşünün sağlaması. Bu
mümkün, ama şüpheci olmak için gerekçeler de var. Öncelikle, Erdoğan'ın AK
Parti aracılığıyla Türkiye'nin siyasi kurumlarının içini boşalttığı veya
istediği gibi büktüğü artık açıkça biliniyor olmalı. Bu açıdan bakınca 45 günde
yapılacak bir seçimin özgür ve adil olmasını beklemek zor. İkincisi ve daha
önemlisi, Erdoğan'ın 20 yıllık uzun iktidarında AK Parti içindekiler
zenginleşti ve güçlendi. Bu çoğunlukla şüpheli hamlelerle sağlandı.
Yetkililerin, iş insanlarının, medya yüzlerinin ve diğerlerinin daha demokrat
siyaset için kendini riske atma ihtimali yüksek görünmüyor.” Bu arada Erdoğan’a
hasta yakıştırması yapan yazarın dış dünyanın kullandığı bir piyon olduğunu
düşündüğümü de söylemek isterim. Önce kendi devletinin hasta olduğunu, başında
bulunan Bidon’ın da denge sorunu yaşadığını görmesi gerektiğini hatırlatırım.
Yabancı basının ülkemizle bu kadar
ilgilenmeye başlaması ülkemizin erken seçime doğru yol aldığın habercisi olabilir.
İç ve dış politikada yetersiz politikalar üretilmesi milletin de dikkatinden
kaçmıyor. Ülkemizde bir değişim yaşanacaksa bu Erdoğan’ın hasta olduğu yönünde
yapılan çirkin ve saygısız yakıştırma senaryosu ile değil, milletin yaşadığı
yoksulluk, yolsuzluk ve yasakların tavan yapmasından olur.
MİLLETİN AKLI İLE DALGA GEÇMEK
Vatandaş Trabzon’dan İzmir’e gitmek
için SUNEXPRESS’ten 8 Ekim’de bilet alıyor. Arkasına yaslanıp uçacağı günü
bekliyor. Firmadan gelen, “Uçuşunuz Trabzon Havalimanı’nda bakım yapılacak
olması nedeniyle Giresun-Ordu Havalimanı’na alınmıştır” mesajı ile huzuru
kaçıyor.
Firma buyurun Giresun’dan
uçacaksınız derken, yolcular kendilerine firmanın Giresun’a kendi imkanlarıyla
gideceğini belirttiğini iddia ediyor.
İmkanı olmayan Giresun’a nasıl
gidecek, gitti diyelim, uçak kalkmadı, nerede kalacak? Yolcuların kara yolu ile
Giresun’a götürüp rahat bir şekilde uçmalarını sağlamak yerine kendi
imkanlarınız ile gidiniz demenin samimiyet, iş ahlakı, kurumsal prensiplerle
hiç ama hiç alakası yok.
Bunlar yetmemiş gibi uçuşunu ertelemek isteyen yolcuya, “Ertelerseniz aynı ücretle uçamazsınız, daha yüksek ücret ödeyeceksiniz” denmesi ise fırsatçılık değil de nedir? Bunu düşünen ve dalga geçer gibi pişkin pişkin vatandaşa iyi uçuşlar dileğinde bulunan ilgili yetkili, yolcusunu Giresun’a ulaştırmayı neden düşünemez. Kendinizi çok akıllı sanıyorsunuz di mi? Velinimet olan milletin aklı ile dalga geçmeyin.