SON DAKİKA
SON DAKİKA


Arada kaynatmayın
7.09.2020

 
Mardin’den Sakarya’ya giden fındık işçilerine yapılan saldırının adli boyutunda nasıl gelişmeler yaşanacak ve olay nasıl sonuçlanacak göreceğiz. İşçilere saldıran şahsın kadınlara attığı her tokadın ve tekmenin karşılığı ne kadar ceza olacak hep birlikte göreceğiz.

Şu fotoğrafa bakın Allah aşkına! Bu ne öfke, bu ne barbarlık, bu ne vicdansızlık! Ölüm tehditleri havada cirit atıyor, sopalar, tokatlar peş peşe iniyor, ‘Burasını sizin memleketiniz mi sandınız’ diyerek erkeği kadını adeta sıra dayağına tutuyorlar. Evet, ülkemin her karşı toprağında o sorumsuz kişi kadar tokadı attığı o kadının hakkı vardır.

Olay örtbas edilmeyecek kadar önemlidir. Mardin’den geliyor olmaları onların saldıranlardan farklı olduğunu göstermez. Bu olayı ülke gündemi arasında kaynatmayın lütfen! ‘Köpek sürüsü’ diyerek saldıran, erkeği kadını ağzını burnunu dağıtırcasına döven kim olursa olsun yargı önünde hesap vermeli.

Ne kadar yazarsak yazalım, ne kadar söylersek söyleyelim, kadınlara karşı şiddetin önüne geçemiyoruz. Kadına şamarı atan zata sormak gerek: Seninle emsal bir erkeğe o tokadı atmaya yelten de boyunun ölçüsünü görelim. Artık bu olaylar kabak tadı verdi, iktidar bu olayları artık seyretmek yerine ağır yaptırımlar getirmek için gerekli adımı atmaktan imtina etmemeli.

Kimse alınmasın, gücenmesin ama, her saldırıya uğrayan kadının kendi yakınınız olduğunu düşünerek yaşanan olaylara öyle bir yaklaşım gösterin. Kimse bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın diyemez, dememeli. Ülkemde kadınlara ve çocuklara yapılan saldırılar nedeniyle kanayan yaramızın bir an önce tedavi edilmesi şart oldu. Yineliyorum, kim kadına, çocuklara el dil uzatıyorsa, o dili kopsun, o eli kırılsın.


DOKTORLARIMIZ

Yaşadığımız bu süreçte salgın nedeniyle yüzlerce vatandaşımızı kaybediyoruz. Feryat ediyoruz maske, mesafe ve hijyen diye, uyan uyuyor; ya uymayan sorumsuzlara ne demeli? Onlara layık, en güzel sözcüğü siz bulursunuz.

Cumhurbaşkanı başta olmak üzere sorumluluk sahibi herkes önlemlere uyulması çağrısı yapıyor, diğer taraftan partilisi, milletvekili düğün yapıyor. Yok, vallahi billahi biz akıllanmayacağız.

Yaşadığımız bu günlerde birbirinden kıymetli onlarca doktorumuzu kaybettik. Canlarını feda edip can kurtarmak için ‘can’larından uzak mücadele veren doktorlarımızın, sağlık çalışanlarımızın verdikleri onurlu mücadeleye kim gölge düşürüyorsa ona yuh olsun.

Bir kenara not ettiğim doktorlarımız ile ilgili şu yaşanmış olayı tekrar hatırlatmak isterim... İşte bizim doktorlarımız bu kadar asil, onurlu ve vicdanlıdır:

“Hastaneden gelen acil çağrı üzerine doktor apar topar hastaneye gelmiş; telaşla kıyafetlerini giymiş ve ameliyathaneye inmiş.

Kapıda, ameliyat olacak olan çocuğun kederli babasıyla karşılaşmış. Baba, doktoru görünce öfkeli bir şekilde bağırıp çağırmaya başlamış: ‘Neden ameliyathaneye gelmen bu kadar uzun sürdü? Oğlumun hayatının tehlikede olduğunu bilmiyor musun? Sen sorumluluk nedir bilmez misin?’

Doktor acılı babaya sempatiyle tebessüm etmiş, dostça omzuna dokunmuş, ‘Üzgünüm. Hastanede değildim, çağrıyı alır almaz geldim. Şimdi lütfen sakin olun, müsaade edin ben de işimi yapayım’ demiş.

Baba daha da sinirlenmiş doktorun bu sözleri üzerine. ‘Ne sakin olması ya... Senin çocuğun burada yatıyor olsaydı, sen sakin olabilir miydin? Senin oğlun ölüm döşeğinde doktor bekliyor olsaydı sen ne yapardın?’

Doktor, öfkeli babaya şefkatle yanıt vermiş: ‘Allah’ın izniyle oğlunuzun iyileşmesi için elimizden geleni yapacağız; siz de oğlunuz için dua edin.’

Baba, ‘Kendi başına gelmeyen işler için insanlara tavsiyede bulunmak kolay tabi’ diyerek söylenmeye devam etmiş.

Ameliyat saatlerce sürmüş, doktor ameliyathaneden sevinçle çıkmış ve babaya müjdeyi vermiş: ‘Şükürler olsun, evladınız kurtuldu!’

Doktor, babanın cevabını bile beklemeden ‘Sorularınız varsa hemşireye sorabilirsiniz’ demiş ve koşar adım uzaklaşmış ameliyathaneden.

Doktor gözden uzaklaşınca baba, hemşireye ‘Sizin bu doktor neden bu kadar ukala, oğlumun ameliyatını anlatma zahmetine bile girmeden çekip gitti’ demiş.

Gözlerinden yaşlar boşalan hemşire, babaya ‘Doktorun oğlu dün bir trafik kazasında hayatını kaybetti. Biz onu hastaneye çağırdığımızda oğlunun cenazesini kaldırıyordu. Oğlunuzun hayatını kurtardı ve şimdi de kendi oğlunun cenaze merasimini tamamlamak üzere geri dönüyor’ demiş.

Anlayan anlar, anlamayan dangalaklara da sivrisinek saz diyeyim.

 

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap