Sanatçılar Ekrem İmamoğlu’na destek adına ‘her şey güzel olacak’ dedi diye kıyamet kopuyor. Vay efendim siz nasıl İmamoğlu’na destek verirsiniz diye sanatçıları toplumun önüne atma gayretleri, söylemleri havada uçuşmaya başladı.

Yasal düzenleme yaptıkları için teşekkür eden sanatçılar İmamoğlu’na destek verdiler diye şakşakçı oldu. Hayret. Hükümet olmanın görevi yanlışları düzeltmek, millete hizmet etmektir. Düzenleme yapıldı diye sanatçılar biat mı edecek. Hangi ülkede var böyle bir yaklaşım.

Sanatçı kişilerin en büyük özelliği toplumun on adım ilerisinden gidiyor olmalarıdır. Sanatçılar daima toplumun yolunu aydınlatan ışık vazifesini görür. İnsanları yanlış değil, doğru yönlendirerek onların hayatın kaynağını bulmalarını sağlarlar. Haksızlık karşısında sağlam durabilen ve adalet savaşını zorbalıkla değil, kalemiyle, söylemiyle, eserleriyle verenlerdir sanatçılar. Bu nedenle kendinize yaptıklarınız için alkış tutan sanatçılar, bir başkasına alkış tuttuğu için şakşakçı olmamalı. Herkes her işi yapar ama sanatçı olamaz. Bu nedenle ayrım yapmadan bırakın sanatçıların, gazetecilerin yakasını.

Statlarda asılan pankartları, atılan sloganları FETÖ ile bağdaştırıp milleti korkutmaktan da vazgeçin artık. İnanın millet artık bu söylemlere inanmıyor. AK Parti Bursa Milletvekili Mehmet Ocaktan, AK Parti’nin YSK Temsilcisi Recep Özel için, "Bu vekilin herkeste olmayan çok önemli bir özelliği daha var, halis muhlis FETÖ’cü olması. Anlayacağınız soyadı kadar 'özel' bir vekil" derken, "FETÖ lideri Fetullah Gülen’in özel olarak 'namaz takkesi hediye ettiği' ve de himmet dairesinin içinde yer alan şanslı(!) bir vekil. Vekilimiz gerçekten olağanüstü bir şansa sahip, zira Bank Asya’nın önünden geçenlerin bile yargılandığı bir Türkiye’de, o hala AK Parti’nin en cengaver FETÖ’cü temsilcisi olmaya devam ediyor" dedi. İşte bu nedenle artık millet inanmıyor.

Bakın bir başka hükümete yakın yazar Abdurahham Dilipak ne demiş, “Tek Adamlık insanları korkutuyor artık. Kamu kaynaklarının hoyratça harcanması endişesi can sıkıcı boyutta. Torpil ve rüşvet belasına karşı, tarikat, hemşehri ve akraba, eş-dost dedikodularına bir son verilmesi gerek. Bankamatik personel, eş-dosta otomobil saltanatına son vermek gerek.

Hakk’ın hatırı halkın hatırından her zaman âlidir! Sözü diler doğrusuna tabi olur, yanlışına karşı çıkarız. O sözü söyleyen babamız da olsa.  “Ebu Hüreyre (r.a.)’den rivayet, Resulullah buyurdu ki: ‘Münafığın belirtisi üçtür: Konuştuğu zaman yalan söyler, söz verdiği zaman sözünde durmaz, kendisine bir şey emanet edildiği zaman hıyanet eder.’(Buhari) Hz. Âişe buyurdu ki: ‘Eshâb-ı Kirâm indinde yalandan daha kötü bir şey yoktur. Çünkü yalanla îmânın bir arada bulunmadığını bilirlerdi.’ Peygamberimiz de buyurdu ki: Îmân sâhibi, her hatâya düşebilir. Fakat hâinlik yapamaz ve yalan söyleyemez.”

Yorum sizin.