Kimse kimseyi kandırmasın Afganistan’da Taliban’ın iş başına
gelmesinin sancılarını gelecek zaman diliminde dünya daha belirgin yaşayacak.
Kudbettin Hikmetyar’ın da içinde bulunduğu Taliban’ın getirdiği şeriatın hakim
olduğu ülkede demokrasi, insan hakları, kadınların özgürlükleri ve çocukların
gelecekleri Taliban’ın iki dudağı arasında olmasının ortaya çıkacağı tabloyu
ülke ve millet olarak iyi takip etmekte fayda var.
Düşünce uyumu var denilen Taliban ile Laik Türkiye
Cumhuriyeti’nin tek harfi bile uymuyor. Kimin düşüncesi uyuyorsa onları da ve
icraatlarını da sıkı sıkı takip etmek gerek. Afganistan’da günlerdir başarılı
gazeteciliğin altına imza atan Mehmet Akif Ersoy’un şu sözleri yoğun gündem
arasında kaynadı gitti. Tekrar hatırlatmakta fayda var.
Ersoy, başkent Kabil'deki atmosfere dair değerlendirmelerde
bulunurken, "Afganistan gibi yerlerde, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün
kurduğu Cumhuriyeti insan yüz kere düşünüyor" dedi. Ersoy, "Biz çok
şükür Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşıyoruz. Atatürk döneminde çok önemli şeyler
başarılmış diyorsunuz" ifadelerini kullandı.
Şimdi bu sözlerden sonra Taliban sevdasına kapılanlar, lokum
dağıtanlar uyumdan söz edenleri şöyle önden Afganistan’a doğru yola çıkmalarını
tavsiye edelim, gitsinler orada özgürlüklerini Taliban’a teslim etsinler ve
istedikleri gibi yaşasınlar.
Sürekli dile getiriliyor, Atatürk ve silah arkadaşlarının
kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayıp Taliban özlemi duyup karmaşa
yaratanların Ersoy’un bu sözlerini iyi okumalarını tavsiye ederim.
DİYANET’İN YÜKSELİŞİ
Yavaş yavaş ülkemizin dinamikleri ile oynandığını iyi takip
etmek gerek. Sayısız bakanlığın bütçesini geride bırakan harcamaları,
hutbelerde Atatürk’ü anmama alışkanlığı ile gündemden düşmeyen Diyanet İşleri
Başkanlığı’nın protokol sıralamasında 51. Sırada bulunurken 41 basamak
yükseltilmesi çalışmaları ilginç değil mi?
Neyin işareti verilmeye çalışılıyor. Bütçeyi har vurup
harman savuran ve hesabı sorulmayan Diyanet İşleri Başkanlığı’na basamak
yükseltilerek yaptığı gaflar, harcadığı milyonlar nedeniyle ödüllendiriliyor mi
sanıyorsunuz bence hayır. Farklı bir anlayışın hayata geçirilme hesapları
bunlar. Neden derseniz bir örnek daha vereyim, kuvvet komutanları Diyanet
İşleri Başkanının gerisine düştüğü yetmemiş gibi iktidar partisinin
başkanvekili de yargının önüne geçti. Kimse de çıkıp ne oluyor demiyor. Arkadaş
bu hesap başka hesap. Herkesin dikkatli olmasında fayda var.
MİLLET ARTIK BIKTI BU SÖYLEMLERDEN
İktidar partisi diline kim muhalefet ediyor, kim farklı
düşünüyorsan ona “FETÖ’cü, terörist” etiketini yapıştırıyor. Şunu hemen
söyleyeyim, millet bu söylemlerden bıktı artık bu sözler pirim yapmıyor.
Düşüncesini dile getiren düşünce teröristi, iktidarın yanlışlarını
eleştirenlere hemen FETÖ’cü diyerek işin içinden sıyrılmaya çalışılıyor.
Bakıyorum da bir Allah’ın kulu da çıkıp demiyor ki kardeşim
siz necisiniz. Bıktı millet artık bu etiketlemenizden. Bir söyleyin neci
olduğunuzu da millet öğrensin. Karşı görüş dile getirene, muhalefet edene
etiket takan iktidardan millet hala şu soruların cevabını bekliyor. Bu FETÖ
belası ülkemizin başına kimin döneminde musallat oldu.
Türkiye Cumhuriyeti’nin T.C.sini kim silmeye kalktı.
Ülkemizin kurucusu Atatürk’e kim hakaret etti, fesliye kim baş tacı yaptı.
Andımızı kim yasakladı. Kürsüde PKK’nın en büyük savunucuları ile kim eller
havaya yaptı.
DENİZ BİTTİ KARA GÖRÜNDÜ
İster inanmayın ister inanın. Orman yangınlarında ciğerleri
yanan vatandaşın mutfağında yangın her gün büyüyor. Bu tablo içerisinde
iktidarın sesi olan TÜİK Türkiye’nin büyüdüğünü açıklıyor. Sağımıza, solumuza
bakıyoruz da nereler büyümüş göremiyoruz.
Bamya, salatalık 20 lira, domates 7 lira, bir kilo peynir 50
lira, muzun tadı unutuldu, şeftali 10 lira diğerlerini yazmıyorum belki
araştırırsınız. Bu fiyatlarla mı büyüdük. Bunlara birde doğalgaz, su, elektrik
ve kirayı da eklersen büyüme değil dibe vurduk beyler dibe.
Artık deniz bitti kara göründü. Denizi herhalde TÜİK’in
büyüdü dedikleri bitirdi.