Şimdi Ayasofya üzerinden Atatürk’ün imzası sahtemi değil mi gibi tartışmalar aldı başını gidiyor. Atatürk bu nedenle büyük. Yazdıkları, yaptıklarını iyi okumak, söylediklerinden ders çıkarmak yerine Atatürk isminin sermayesinden faydalanma yoluna gidilmesi bıktırdı bilesiniz.

Söz Atatürk’ten açılmışken, ona saldıran, hakaret eden, inkar yolunu seçen, saygısızlığı marifet sayanlar ile ilgili bende acaba bu kişiler Atatürk’ün adında Türk olduğu için mi ona saldırıyorlar düşüncesini doğurdu. Atatürk’e saldıranların acaba kökleri Türklüğe dayanmıyor mu diye de endişe etmeye başladım.

ERKEN SEÇİM OLMAZ DEDİM

Günlerdir erken seçim tartışmaları yapılıyor. Adeta seçim için fal açılmaya başlandı. Bu konuşmalar yapılırken erken seçim olmaz demiştim. Biraz olsun cumhurbaşkanının siyasette ki yol haritasını yakından takip edenler erken seçim beklentisine kapılmazdı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,  "Erken seçim filan yok. Niye seçim yapalım? Seçimler 2023 yılında yapılacak, bekleyecekler. Herkes ona göre önüne baksın. Erken seçimi konuşan bir tek muhalefet. Arka arkaya açıkladığımız paketler onları rahatsız etti" açıklamasını yaptı.

Her ne olursa olsun iktidar partisi sandık yolunu çözüm olarak görmeyeceğini dile getirip seçim hayali kimse görmesin diyerek ülkemizin yaşadığı bu süreçte çok ama çok daha önemli ve çözüm bekleyen sorunları var.

Seçim tartışmaları yapanlar 1950’den sonra tek başına iktidar dönemlerini de iyi analiz etmeli, Merhum Menderes, Özal ve Erdoğan dönemlerinde tek başına iktidarlar ve uzun soluklu  hükümetler kuruldu. Bunlar nasıl gerçekleşti, ara dönemlerde neler olduğunu okumak ve dış dünyada neler olup bittiğini yakından incelemek gerek.

Seçim tartışmaları sürerken cumhurbaşkanı siyasi partiler ve seçim yasasının değiştirileceğini, cumhurbaşkanlığı sistemine göre ayarlanacağını söyledi. İşte bu sözlerin takipçisi olup masaya gelecek yeni yasa taslağını da herkes iyi okumalı.

KABA KUVVET

Çaresizlik, hazımsızlık yada kabullenmeme duygusu insanı şiddete iter. Bunun örneklerini ülkemizde işlenen kadın cinayetleri ve saldırılarında belirgin olarak görürüz. Kadınların ve çocukların ülkemizde maruz kaldığı saldırılar dilerim bir gün son bulur.

Diğer taraftan demokrasinin en güzel fotoğrafının verileceği yer olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde milletvekillerinin yumruklarının havada uçuştuğuna şahit oluyoruz. Düşüncesini kabul etmediği kişiye tekme tokat giren milletvekillerine ne demeli.

Milletin oyunu almışsın meclise gitmişsin, ülkenin ve milletin en iyi hizmeti alabilmesi için uğraş verme yerine birbirinize saldırıyorsunuz. Orası babanızın çiftliğimi. Örnek olması gereken milletvekillerinin yumruklarını konuşturma yerine fikirlerini konuşturması gerekir. Yumruk konuşturacaksanız, meclise değil buyurun ringe, orada da rakip bulursunuz, yumrukmu yersiniz, yumruk mu atarsınız ne yaparsanız yapın.