12 yaşındaki çocuğu istismar etmekten tutuklanan ve Türkiye'nin gündemine bomba gibi düşen Uşşaki tarikatı lideri Fatih Nurullah'ın, Mustafa Kemal Atatürk'e ve Cumhuriyet değerlerine çok ağır hakaretlerde bulunan Kadir Mısıroğlu ile görüntüleri ortaya çıktı.
İşte Atatürk o tarihte gördüğü bu gerçekler nedeniyle de büyük önderdir. Ona dil ve el uzatanlar çağdaşlaşma yolunda yaktığı meşalenin ışığından korkanlardır.
Bu nedenle yine Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Arkadaşlar, efendiler ve ey millet iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru tarikat medeniyet tarikatıdır” sözlerini hatırlatma isterim.
Yine Atatürk’ün, “Din gibi temiz bir duygu, politika gibi kirli oyunlara alet edilemez. Din ait olduğu yerde, temiz vicdan sahnesinde yaşanmalıdır” sözleri doğrultusunda bırakında dinimizi vicdanlarımızda yaşayalım.
GÜNLERİM BIRAK BANA KALSIN
Hayatta öyle gelişmelerle karşılaşırız ki, hala insanlık ölmedi dedirtir insanı. Ancak bu alıntı insanlığın yanı sıra hayat dersi veren küçük bir çocuğun dile getirdiği sözcüklerle hala geleceğimize umutla bakmaya ve mücadele direncini onlar için göstermeye sorumlu tutuyor bizleri.
Mendil alır mısın abi?'' dedi, kirli ama güzel yüzüyle.
''Yok'' dedim, ''Sağ ol, sağ ol, benim var''
''Olsun sonra kullanırsın'' dedi titrek sesiyle.
''Peki'' dedim, ''Ver bir tane''
Uzattım parayı, sevindi. ''Mendil kalsın'' dedim, gücendi.
''Olmaz öyle şey, ben dilenci değilim''
''Peki'' dedim, ''Peki, kızma''
Aldım mendili elinden sordum: ''Adın ne senin?''
''Murat'' dedi, ''Murat ama arkadaşlar 'ince', der zayıfım ya hani.''
''Annen, baban yok mu senin?''
''Bilmem, vardır herhalde. Hiç görmedim ki.''
''Peki nerede yaşıyorsun sen? '' dedim.
''Her yerde'' dedi, hem de gülerek...
''Nasıl yani her yerde?''
''Öyle sınırlamıyorum kendimi sizler gibi'' dedi ve patlattı kahkahayı.Haksız da sayılmazdı hani...
''Kimden alıyorsun sen bu mendilleri?''
''Sakallı mehmet amcadan''
''Kaçtan veriyor sana tanesini?''
''İkiyüzelli';den''
''Peki sen ne kazanıyorsun mendil başına?''
''Ee!.. İkiyüzelliii''
''Ne yani hiç para almıyor mu Mehmet amcan senden?'' diye sordum şaşkınlıkla.
Biraz kızgın baktı yüzüme: ''Siz hep böylesiniz zaten, karşılıksız iyilikten anlamazsınız.''
''Niye ki?'' dedim, anlattı:
''Bir keresinde bir abla ağlıyordu, 'Abla mendil alır mısın? diye sordum, 'defol!...' diye bağırdı bana. Oysa, oysa vallahi satmayacaktım ben ona, gözyaşlarını silsin diye vermiştim mendili. Anlamadı... Ama ben yine de gizlice koydum çantasına.''
''Peki'' dedim, ''Ben bir yıllık mendil ihtiyacımı alsam senden, bir seferde, topluca yani olur mu?''
''Olmaz'' dedi kafasını iki yana sallayarak. ''Olmaz!...O zaman benim bütün günlerimi satın alırsın. Satılık olanlar sadece mendiller abi. Günlerimi bırak, bana kalsın.!
Dilerim bu çocuğun dediği gibi karşılıksız iyiliklerin yapılmasını, vefalı olmayı daha çok hatırlatır ve hepsinden önemli bütün günlerinin ve geleceğinin satın alınmadığı mutlu insanlar sayısının artmasıdır.