Mahkeme salonlarında savunmanın sesi olan avukatların çatısı olan baroların yapısı ve avukatlık yasasına yönelik iktidarın yaptığı hazırlık, avukatları yollara döktü. Ülkemizin çok sayıda baro başkanı, Ankara’ya doğru yola çıktı. Yarın başkentte bir araya gelecek olan baro başkanları, yapılmak istenilen değişikliğe karşı düşüncelerini dile getirecek ve haklarını savunacaklar. Savunma yürüyüşü başlatan baro başkanları ilk kez bir araya geldiler. Avukatlık yasasını değiştirmek bir yana baroların bölünmesine ve güçsüzleşmesine yol açacak değişiklik, halkın hak arama özgürlüğüne getirilen bir sınırlama olarak değerlendiriliyor. Baro başkanlarının bu yürüyüşüne odalardan da destek geldi. Sivil toplum örgütlerinin gücünü kırmak için böl parçala taktiği her dönem geçer akçe olmuştur. O taktiğe yenik düşenlerin bugün hak aramakta seslerinin gür çıkmadığını görmek mümkün. Tek çatı altında özgürlükleri ve haklarını aramak için tek ses olmak siyaset üstü bir anlayıştır. Güçlü olmayan STK’ların ise sahip oldukları konum ve koşulları iyileştirme adına etkin olması mümkün değildir.

KISSADAN HİSSE

“Adalet ve demokrasi anlayışı, içinde merhamet duygusunu barındırır. Merhamet duymayan; canlıya, cansıza acımayan, üzülmeyen insan, zararlı insandır; bunu bilinçli yapmıyorsa bile, zararlıdır.” Özdemir İnce

YILDIRIM’IN SÖZLERİ

AK Parti’de TBMM Başkanı kim olacak sorusu, mevcut Başkan Mustafa Şentop’un yeniden aday olması ile karşılığını buldu. Yıldırım aday olmadığını açıklayıp mevcut adaylara başarı diledi. Bu sözlerin ardından kulisler hareketlendi. Yıldırım’ın Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı veya bakanlık düzeyinde bir görevlendirme beklentisinin karşılık bulmamasının ardından, Şentop ile eğilim yoklamasına gireceği söylentileri üzerine bu açıklamayı yaptığı söylenmeye başlandı. Yıldırım’ın izlediği yol, Cumhurbaşkanına karşı tavır olarak yorumlanmaya başlandı. Geride kalan süreçte yaşananlar içerisinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın şeref madalyası ile ödüllendirdiği Yıldırım’ın çark edip karşı saflara geçmesi mümkün değildir. Erdoğan’ın "Kendisi 40 yıllık yoldaşlığımızda bizleri hiçbir zaman yolda bırakmadığı gibi bazıları gibi yolunu da şaşırmadı" sözleri ile değerlendirdiği Yıldırım, ona vefasızlık yapmaz. Bu nedenle Yıldırım üzerinden varsayımlarla fal açılması bana inandırıcı gelmiyor.

ÜLKEMİN POLİSİ

Hep söyledim, hep yazdım, Türk polisi ülkemin kahramanlarındandır diye. Kim ne derse desin onların akıttıkları ter kutsaldır. Emniyet teşkilatını oluşturan bu yürekli aslanlarımıza her platformda sahip çıkmak hepimizin görevidir. Yaşadığımız hain kalkışma sonrası ayakta kalmak için dik duran, dik yürüyen polis teşkilatımız, içindeki ihanet şebekesinin mensuplarını temizlemek için verdiği mücadeleden de başı dik çıktı. Polislik mesleğinin kutsallığına gölge düşürenleri içlerinden temizlerken, iç ve dış düşmanlarımıza karşı verdikleri mücadelenin yanı sıra 175 yıldır hep ülkesinin milletinin yanında olan polislerimize Trabzon’dan selam olsun.