SON DAKİKA
SON DAKİKA


Birlikten kuvvet doğar
20.06.2020

Baroların yeniden yapılanması konusunda atılan adımlar ve sonrasındaki gelişmeler gündeme oturdu. Ülkemizin çözüm bekleyen yığınla sorunu varken barolar konusu ile gündem değiştirmek ve avukatların dünyasına el atılıp, bu birliğin de bölünmesine yol açacak adımlar ile kazanım elde edilmeyeceğini herkesin bilmesi gerekir. Bölünen, parçalanan sendikalar, birliklerin varlıklarını sürdürmeleri, hak arama mücadelelerinde güçlü olmaları mümkün değil. Bunun örneğini sendikalarda belirgin olarak görmekteyiz. Güçlü olmak için bir olmak ve diri olmak gerekir. Bu doğrultuda sivil toplum örgütlerinin parçalanma yolunda atılan adımlara fırsat tanımaması gerekir. Avukatlık yasasının ve baroların yapısının siyasete göre dizayn edilmesi hiç kimseye fayda sağlamayacağı gibi gelecek adına da ışık tutmayacaktır. 80 baronun başkanı bulundukları illerden Ankara’ya yürümeye başladı. Merhum Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, “Yollar yürümekle aşınmaz” demişti. Yürüsünler, seslerini duyursunlar, onlar dinlensin, isteklerine kulak verilsin, yanlış olan düzeltilsin, avukatların ve baroların daha güçlü olmasına fırsat verilmesi için millet, ülke, devlet adına yapılması gerekenler yapılsın. Yineliyorum, sırtını siyasete dayayıp yol haritasını siyasetçinin çizgisine göre çıkaran hiçbir sivil toplum kuruluşunun uzun soluklu yaşaması ve etkin olması mümkün olmamıştır. Güçlü avukat, güçlü baro için bir olmaktan uzaklaşmamak gerek.

 

MAL VARLIĞI

 

Ülkemizde mal varlığı konusunda tartışmalar ayyuka çıktı. Sıra gazetecilerin mal varlıklarını açıklamaya geldi. Bu konuda da çeşitli çağrılar yapılıyor: Gazeteciler de mal varlıklarını açıklasın. Bu çağrının yanlış olan tarafı da yok, açıklansın bakalım kimler villalarda oturuyor, kimler kısa sürede ev bark, araba sahibi olmuş herkes bilsin. Aileden zengin olanlar başka. Köşelerinden birbirlerine salvo yapanlar, yaygın medyada çeşmenin başını tutanlar var denilerek, kısa sürede gazeteci maaşıyla yalı, rezidans, ev, çiftlik, lüks tekne, son model araba ve yelkenli sahibi olanlar var iddiası ortalıkta cirit atıyor. Bu konuda yapılan çağrılara kulak tıkandığı görülüyor. Haydi beyler, verin mal beyanlarınızı da gazeteciler üzerinde yaratılan bu şaibe ortadan kalksın. Alın teri akıtıp mesleğini şerefiyle yapanları zan altında bırakan varsa ortaya çıksın. Kimin ne olduğunu herkes öğrensin. Sonuçta şeffaflık adına en çok kalem oynatanlar içerisinde gazeteci maaşı ile bu kadar kazanımın nasıl elde edildiğinin öğrenilmesinde ne sakınca var?

 

O PARAYI KİM VERECEK?

 

Anayasa Mahkemesi dün iki karar verdi. Hapiste bulunan Selahattin Demirtaş’ın başvurusunu inceleyen mahkeme, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine karar vererek 50 bin lira tazminat ödenmesini istedi.

 

Bir başka karar ise eski CHP milletvekili Eren Erdem'in başvurusuna yönelik oldu. Erdem’in tutuklamasının hukuki olmadığına ilişkin hak ihlali başvurusunu haklı bulan mahkeme 30 bin lira tazminat ödenmesini talep etti. Şimdi sormak gerek: Bu paralar kimin kasasından çıkacak? Böyle bir kararın alınmasına neden olunması irdelenmeyecek mi? Adamlar suçlu ise gerekli karar neden bugünkü tartışmaların doğmasına fırsat verilmeyecek şekilde verilmez? Şimdi devletin kasasından 80 bin lira çıkacak. Kimin parası? Tabii ki milletin parası. Artık hukukta yaratılan boşlukların doldurulması için yapılması gerekenlerin hayata geçirilmesinde umarım bu kararlar etken olur.

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap