Bir tarikat şeyhi çıkıyor 12 yaşındaki kız çocuğunu istismar ediyor. Hakkında gereken yapılıyor, gözaltına alınıyor ve tutuklanıyor. Umarım milletin yüreğine serpecek cezayı alır. Dilerim bu ceza bu sapıklıkları yapanlara ya da bunlara yeltenenlere ders olur.
İşin en vahim olan tarafı ise bu kişiye sosyal medyadan bir aklı kısa adamın destek vermesidir. Abdullah Erdinç adlı kişi, sosyal medyada sözde şeyh Fatih Nurullah'a destek verdi. Hesabında "Bu hesabı hocama destek için açtım. İstediğiniz kadar yalan söyleyin, biz onun arkasındayız" dedi.
55 yıl hapis cezası ile yargılanan biri hakkında böyle bir paylaşım yapan kişi herkesi töhmet altında bırakmıştır. Öyle bir iddia ortaya atıyor ki mürit mi bu adam? Mürit olsa da olmasa da bu adamın derhal tutuklanması gerekir.
Bu kadar aymazlık olmaz. Bu adam suça iştirak etmiştir. Kız çocuğunu istismar etme suçundan yargılanmalı. Suçluyu övmekten de bu adama yaptırım uygulanabilir. Denildiği gibi bu hesap sahte ise, hesabın sahibi kim ve arkasında kimler var iyi araştırılmalı.
ARINÇ’IN SÖZLERİ
Yaşadığımız bu süreç akla Bülent Arınç’ın 2014 yılında cemaatlere yönelik yaptığı, "Her şeyin garantisi biziz. O cemaatler beni çok iyi bilir. Ben de onları çok iyi biliyorum. Bursa’dan bu cümleme dikkat etsinler. Biz varsak, siz de varsınız. Biz yoksak siz de yoksunuz" şeklindeki konuşmayı getirdi. Bu sözlerden yola çıkarsak cemaatlerin garantisinin olmasının bugün nelerle karşılaşmamıza neden olduğunu görüyoruz.
ATATÜRK DER Kİ;
Bakın Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk der ki; "Dört Halife'den sonra din, daima siyasetin, çıkarın, zorbalığın aracı yapıldı. Bu hal Osmanlı tarihinde böyle idi. Ancak şurasını açıkça düşüncenize arz ederim ki böyle adi ve alçak hilelerle hükümdarlık yapan halifeler ve onlara dini alet yapmaya tenezzül eden sahte ve imansız bilginler, tarihte daima rezil olmuşlar, hüsrana uğramışlar ve daima cezalarını görmüşlerdir. Artık bu milletin ne öyle hükümdarlar ne öyle bilginler görmeye tahammülü ve imkânı yoktur. Artık kimse öyle hoca kıyafetiyle sahte bilginlerin yalanına önem verecek değildir. En cahil olanlar bile o gibi adamların niteliğini pek ala anlamaktadır."
KIRMADIĞI CEVİZ KALMAMIŞ
Uzun lafın kısası, Atatürk’ün bu sözlerinden sonra tarikat, cemaat ile kol kola girenlerin, onlarla yürüyenlerin bir kez daha oturup düşünmelerinde fayda var. Bakın, Yenişafak ‘Fatih Nurullah’ takma adlı ‘sahte şeyh’ Eyüp Fatih Şağban’ın 30 yıldır entrikalar çevirdiğini ortaya çıkardı.
Onu tanıyanlar, Şağban’ın etrafındakileri kandırmak için sahte icazet belgesi gösterdiğini; Ankara, İstanbul, Çorum ve Sakarya’da milyonlarca liralık arazi ve binalara sahip olduğunu anlatıyor. Çakma şeyhe karşı büyük mücadele veren Uşşaki Tarikatı içinde de çevirmediği film kalmamış. Yapılan uyarıları dikkate almamış, her türlü fırıldağı yapmış, kırmadığı ceviz kalmamış.
SİLİN ÖĞRENCİLERİN BORÇLARINI
CHP Samsun Milletvekili Neslihan Hacıoğlu, Meclis Başkanlığına verdiği teklifte yasal takibe düşen yüz binlerce öğrencimizin borçlarının silinmesini istedi. Hacıoğlu, şöyle dedi: “Gençlerimiz, ya işsiz kalmakta ya da çok düşük ücretler karşılığında hayata tutunmaya çalışmaktadırlar. 300 bine yakın gencimiz hakkında yasal takip başlatılmış. Devletin, üniversiteyi krediyle tamamlayabilmiş ancak maddi yönden sıkıntı çeken gençlerimize daha fazla sahip çıkması zorunluluktur.”
Gelin bu çağrıya sessiz kalmayın.
Giriş Yap
Üye Ol
