SON DAKİKA
SON DAKİKA


Bu İki Alçağı Bu Hale Kim Getirdi?
8.02.2022

Dilimin ucuna öyle kelimeler geliyor ki söylememek için yutuyorum. Türk oğlu Türk olan Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün anıtına ve Adalet Heykeli’ne yapılan saldırıları lanetle kınıyorum. Atatürk’e saldırmak, Türk milletine ve Türkiye’ye saldırmaktır. İşte bunun için bu tip alçaklıklara soyunan herkes kalın kafasına Atatürk’ün, ‘Taş kırılır, tunç erir ama Türklük ebedidir’ sözünü sokmasını isterim.

Bakın Atatürk’ün, “Ben diktatör değilim. Benim kuvvetim olduğunu söylüyorlar, evet, bu doğrudur. Benim arzu edip de yapamayacağım bir şey yoktur. Çünkü ben zoraki ve insafsızca hareket etmesini bilmem. Bence diktatörlük, diğerlerini ram edendir. Ben kalpleri kırarak değil, kazanarak hükmetmek isterim” sözlerini gönülleri paramparça edenlere armağan ediyorum.

Milli Mücadele’nin başladığı Samsun’un İlkadım ilçesinde Atatürk’ün anıtını yıkmaya yeltenen iki alçağı iyi tahlil etmek, kanlarını kontrolden geçirmek gerek. Hangi aklın ürünü, hangi kandan olduklarına iyi bakmak gerek. Atatürk ve silah arkadaşlarının yoktan var edip kurduğu cumhuriyette onun heykeline tahammül edilemeyecek duruma bu iki serseriyi kimin getirdiğine bakmak gerek.

Millet olarak Atatürk’ün, “Hürriyet olmayan bir memlekette ölüm ve çöküş vardır. Her ilerleyişin ve kurtuluşun anası hürriyettir” sözlerini hiç unutmamamız gerekir. Bu nedenle asil bir millet olarak özgürlüğümüzü bir kişinin iki dudağının arasına teslim etmemeliyiz.

Atatürk, “İki Mustafa Kemal vardır: Biri ben, et ve kemik, geçici Mustafa Kemal... İkinci Mustafa Kemal, onu ‘ben’ kelimesiyle ifade edemem; o, ben değil, bizdir! O, memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur. Ben, onların rüyasını temsil ediyorum. Benim teşebbüslerim, onların özlemini çektikleri şeyleri tatmin içindir. O Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz. Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gereken Mustafa Kemal odur!” İşte bu nedenle hepimiz Mustafa Kemal’iz.

Atatürk’ün anıtına saldıran bu serserilere ve Atatürk’e, emanetlerine, armağan ettiği cumhuriyete, devrimlerine, Türklüğe el ve dil uzatanlara Neyzen Tevfik ya da Mutlu Çelik’e ait olduğu söylenilen bu şiiri armağan ediyorum.

“Esir iken mümkün müdür ibadet

Yatıp kalkıp Atatürk'e dua et

Senin gibi dürzülerin yüzünden

Dininden de soğuyacak bu millet

İşgaldeki hali sakın unutma

Atatürk'e dil uzatma sebepsiz

Sen anandan yine çıkardın amma

Baban kimdi bilemezdin şerefsiz”

YETTİ ARTIK

Gözünüz aydın, başta iktidar olmak üzere siyaset sahnesinin aktörleri. Milleti ne duruma getirdiniz. Kullandığınız dil bölmeye, parçalamaya, kutuplaştırmaya, ötekileştirmeye, senden, bizden anlayışının hortlamasına neden olmaya başladı.

Ekonomisini dibe vurdurduğunuz millete cinnet geçirmeye başladı, çoluğunu çocuğunu döven, karısını kesen öldüren, çalan, çırpan kasvetli bir dünyaya mahkum olanlar her türlü melaneti yapmaya başladı.

Ülkemizde milletin kalbi öyle kırıldı ki. Gönüllere girilmesi için ne kadar söz söylense de, başta bunu söyleyenler kalpleri kırmaktan geri kalmıyor. Bilesiniz ki kalbini kırdığınız millet sizi tarih boyunca affetmez.

Alacağınız birkaç oy uğuruna ağzınıza ne geliyorsa söylemeye başladınız, Allah aşkına bunları söylerken hiç mi aynaya bakmak aklınıza gelmiyor? İktidarı, muhalefeti yok aslında birbirinden farkınız bilesiniz. Ülkenin, milletin refahı için söylenmesi gerekenleri dile getirmek yerine al sana hakaret, benim hakaretim seninkinden daha iyi yarışına girdiniz, sonuç ne oldu hüsran… Rahatladınız mı ülkemizi bu hale getirdiğiniz için?

Tehditler, küfürler havada takla atıyor, beğenmediğinizi dövdürüyorsunuz, yaptırımlar uyguluyorsunuz, içeri tıkıyorsunuz, kalemini kırıyorsunuz, engeller, duvarlar örüyorsunuz, sanıyorsunuz ki bunlarla yıldırarak bir yerlere varırsınız. Olmaz beyler olmaz, yemez beyler yemez, millet artık sizin bel altı siyasetinizden bıktı, ne yapalım diyorsanız çok fazla geriye değil, merhum Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’i, eski başbakanlar merhum Bülent Ecevit’i, Necmettin Erbakan’ı, Alparslan Türkeş’in neler dediğine, konuşurken nelere dikkat ettiklerini bir izleyin yada okuyun beyler okuyun da belki uslanırsınız. Yetti artık!

NOT: İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu kar yağışı sonrası eleştiriye tutanlar, ona belediyecilik dersi verenler, Isparta’mızda hayat felç oldu, neredesiniz? Yoksa Isparta’da kesilen elektrikler sizin de sesinizi mi kesti?

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap