Yazık günah ülkemin ormanları, yerleşim yerleri cayır cayır yanıyor, uçak balonu patlıyor. Birbirinden habersiz olanlar milleti kandırmak için sıraya girmiş, uçak var mı yok mu diye gündem yaratıyor. Birbirinden habersiz olan kurumların ülkeyi yangından kurtarması mümkün mü? Hani biz dünyanın en güçlü ülkesiydik! Hani biz ekonomisi, sahip olduğu donanımla dünyanın lider ülkelerinden biriydik! Yaşananlar gösterdi ki bunlar hep lafmış.

Yangın süresince doğru dürüst bir kriz masası bile oluşturulmadı. Her bakandan farklı ses çıktı. Canlar yanarken IBAN çağrısı yapıldı. Betona paraları gömen iktidar 19 yılda bir tane yangın uçağı almayı aklına getirmemiş, nasıl getirsin ki; iktidarın ortağı ile saraylar yaptırmaktan fırsat bulunamadı.

Hangi kanalı çevirirsen çevir her kafadan bir ses çıkıyor, utanmadan yangın kozalaklara bile ihale ediliyor. Burası Türkiye Cumhuriyeti Devleti, şirket değil. Bu ülkeyi şirket gibi de yönetemediniz, kazanan hep yandaşlar oldu. Ekonomi dibe vurdu, vatandaşın cebi delindi, cinayetler tavan yaptı, ormanlarımız küle döndü.

Cumhuriyetimizin göz bebeği olan THK’yi dizlerinin üzerine çöktürdünüz, işi çok biliyoruz diye kayyum atadınız, malını mülkünü satmak için ihaleler yapıyorsunuz, uçakları hangarlarda kaderine terk ettiniz, algı ile milleti yanıltma yoluna gidip uçak polemikleri ile siyaset adına prim kazanma yoluna gidildi. Artık yemiyor bilesiniz bu polemikler.

YANGINLAR ARASINDA KAYNAMASIN HATIRLATALIM

Tarikat evinde üniforması üzerine giydiği cübbe ile görüntülenen amiral Mehmet Sarı ile ilgili Milli Savunma Bakanlığı bir türlü soruşturmayı tamamlayamadı. Milleti oyalayıp Yüksek Askeri Şura toplantısı ile Sarı’nın emekliye ayrılmasını mı planlıyorsunuz? İşi zamanaşımı ile kurtarmak isteyenler yarın çıkıp biz tarikat, cemaat ve FETÖ ile mücadele ediyoruz demesin kimse inanmaz.

Ziraat Bankası’nın verdiği batık kredilerin akıbeti belli değil, kime gitmiş, kimin cebine girmiş, kim ne kadar tüyü bitmemiş yetimin hakkını almış açıklamaya kimsenin yüreği yetmiyor.

Bankaların batıklarının yanı sıra Merkez Bankası’ndan 128 milyar dolar nereye gitti bunu da kimse bilmiyor. Günlerce konuşuldu 10 bin dolar alan siyasetçi konusu, kim olduğunu vatandaş bilmiyor, o da saklanıyor. Hani siz yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklarla mücadele için gelmiştiniz. Nerede şeffaflık?

GÖÇ PLANININ HEDEFİ TÜRKLÜK

Kevgire dönen sınırlarımızdan elini kolunu sallayıp geçenlerin sayısı arttı. Suriyeli, Iraklı derken Afganlar da ülkemizi istila etmeye başladı. Sonra ne oldu? Yurdumun her yöresinde yangın çıktı. Ciğerlerimiz yanmaya başladı.

Afganlar için emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz, “Türkiye’ye gelen Afganların hepsi 2003 yılında ABD- Irak savaşında Amerika lehine çatışan askerlerdir. Sınırda devlet gücü yok! İçeri giren insanların ne olduğu belirsiz! Türkiye’nin sosyolojik yapısını değiştirmek istiyorlar!” dedi.

Doğruluk payı neredeyse yüzde yüz olan bu tespiti kim inkar edebilir ki? Hudut komutanlığı yaptığını söyleyen Yavuz, göç planının arkasında Türkiye’yi Orta Doğu ülkesi haline getirmek ve Türkiye'nin demokrafik, sosyolojik yapısının değiştirilmesi olduğunu belirterek “Sınıra gelenleri kimlik dahi sormadan içeri almak, sınırı açık bırakmak alenen suçtur. İktidar suç işliyor” diyor. Gerçi kimi kime şikayet edeceksin ki?

Sonuç olarak bu kadar olumsuzluk karşısında yapılacak tek şey yangınlardan nefes alındığında ülkenin zaman geçirilmeden seçime gitmesini sağlamak olacaktır. Çünkü yaşananlar iktidarın ipin ucunu kaçırdığını göstermekte. Bu kadar çaresiz kalan bir hükümet dünyanın hangi ülkesinde olursa olsun millete gitmekte çözümü bulur.