Yerin kulağı var, Cumhuriyet
Halk Parti’de tartışmalar bitmiyor. Eski Genel başkan deniz Baykal’ın parti
kuracağı ve kızını partinin başkanlığına getireceği dedikoduları Ankara’da
konuşulmaya başlandı. Partinin adı bile telaffuz ediliyor Halk Partisi
olacakmış.
Bu isimle ortaya çıkacak
olanlara iyi bakmak gerek halkla ne kadar buluşmuşlar. Halkçılık halk ismini
koymakla olmuyor. Bu dedikodular iddiada olsa halk nezdinde karşılık bulmaz,
bulsa bulsa CHP’nin iç huzursuzluğunu arttırmaya yarayan adım olur.
Muharrem İnce
tartışmalarından yeni kurtulmuş olan CHP’de şimdi de Baykal üzerinden
tartışmalar yapılmaya, dedikodu üretilmeye ve cadı kazanı kaynatılmaya
başlandı. Parti’nin yaşadığı iç kavgayı ya birileri bilinçli çıkarıyor, yada
dışarıdan birileri tarafından körükleniyor.
Yıllardır CHP hizip
tartışmalarından yakasını bir türlü kurtaramadı. Tepede yaşandığı denilen bu
iddialar son bulmadığı sürece muhalefetten iktidara giden yolda parti zarar
görmeye devam edecektir.
CHP parti içerisinde çok
sesliliği demokrasi olarak yorumluyor ancak, bu iş bölünmeye ve parti
içerisinde ayrışmaya kadar gidiyor. Parti içi tartışmalarla ilgili dışarıdan
görünün CHP’nin ileri gitmemesi için birileri partiyi geri vitesine takmak için
ortaya çıkıyor, yada çıkartılıyor. CHP’nin kendi içerisinde bu tür tartışmalara
son verme zamanı geldi de geçiyor.
Dün CHP Genel Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlu bu gelişmeler yaşanırken iktidar olma yolunda yapacaklarını
anlattı, yol arkadaşlarının mahalleleri gezeceğini söyledi. Buradan hep
söyledim, CHP’nin büyümesi vi iktidar yolunda hızlı gitmesi için Kadın ve
Gençlik Kolları ful çalışması gerekir. Ankara’dan televizyon ekranlarından
konuşmakla halkla buluşulmaz, halkla el ele olunmaz diye.
İktidara yürüyen CHP’nin
öncelikle bu iki kolunu Türkiye’de hayata geçirmesi kaçınılmaz bir gerçektir.
Bunları tam olarak hayata geçirmeyen CHP ne kadar ‘Adım Adım İktidara’ projesi
hazırlayıp yola çıksa da istediği hedefe ulaşması zor.
GERİ VİTES DEĞİL İPTAL
Cumhurbaşkanlığı kararıyla
Muğla’da 32 adet jeotermal enerji santrali (JES) ve kuyusu yapılmasıyla ilgili
ihale, yine Cumhurbaşkanlığı kararıyla iptal edildi. Bu iptal geri adım olarak
yorumlanmaya başladı.
Aynı ifadeler gıda ürünleri
için TBMM’ne verilen teklifin geri çekilmesi sonrası Erdoğan için kullanıldı.
Muğla halkının sesine kulak veren onların isteklerini değerlendirip yapılmaya
çalışılan ihaleyi iptal etmesi geri vitese taktı şeklinde yorumlanması ilginç.
Diğer taraftan bu iptal kararının ardından gelişmeleri zafer gibi yorumlamak ise manidar. Kime karşı bu zafer kazanıldı. Cumhurbaşkanı yanlışa dur demiş diye mi zafer kazanıldı. Artık bu tür dolduruşların da yerini hakça değerlendirmelerin almasında fayda olacağı düşünülmeli.