Çocuklarımız geleceğimiz, onlar için çok çalışmak lazım çok. Ülkemizde çocuk işçilerin en olumsuz alanlarda çalıştığını bilmeyen yok. Ağır ve tehlikeli işlerin yanı sıra tarım alanlarında da çalışıyorlar. Sosyal Güvenlik Kurumu’nda 48 bin kayıtlı çocuk bulunurken, 2018 verilerine göre de 7 binin üzerinde kaza yaşanmış.

Covid-19 salgını, çocuk işçiliği riskini daha da artırdı. Salgın yüzünden maddi sıkıntılar çeken ailelerden bazıları çocuklarını çalıştırmaya başladı. Cumhuriyet’ten Figen Atalay’ın çocuklarımız ile ilgili yaptığı haberde kırsal alanlarda, mevsimlik ya da yerleşik tarım alanlarında yaşayan ama televizyonu, interneti olmayan ailelerin çocukları uzaktan eğitime de devam edemedi. Okula gitmeyen çocuklarımızın sayıları ise küçümsenemeyecek kadar büyük. İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Emre Erdoğan’ın verdiği bilgilere göre çalışan çocukların, yüzde 70.6’sını erkek, yüzde 29.4’ünü kız çocukları oluşturuyor. Yüzde 65.7’si eğitime devam ediyor. Yüzde 30.8’i tarım, yüzde 23.7’si sanayi, yüzde 45.5’I ise hizmet sektöründe yer alıyor.

YOKSUL DAHA DA YOKSULLAŞIYOR

Salgın denilen illetin hayatımıza girmesinin ardından bunu fırsata çevirip köşe olanların sayısının arttığını, diğer taraftan yoksullaşma oranının artacağına dikkat çekmiştim. Dünyada salgın sonrası kişi başına düşen gelirlerde azalmaya doğru gidildiğine dikkat çeken Birleşmiş Milletler verilerine göre günde 1.90 doların altında (yaklaşık 13 liranın altında) gelirle yaşayan kişilerin sayısının 1 milyarın üzerine çıkabileceği yer aldı. Salgın sonrası hükümetler acil önlemler almazsa ve yoksulların gelir kaybı önlenemezse dünyada en yoksul insanlar için hayatın daha da zor olacağının belirtildiği bu raporda bu gidişle nüfusunun yarısından fazlasına tekabül eden 3.7 milyar insanın da günlük kazancının 5.5 doların altına düşebileceği belirtilmiş.

İşin en ilginç tarafı ise dünya salgın ile boğuşurken, milyarderler listesinde ilk 10’da bulunan zenginlerin servetlerine servet kattığı ortaya çıktı. Amerikan dergisi Forbes bu konuya dikkat çekerek ekonomide güven kaybının ve işsizliğe neden olan virüs ne hikmetse zengini daha da zengin eder olmuş. Demek ki bu virüs olayının onları etkilememesi insanda acaba bu olayın arkasında bunlar mı var düşüncesine nsevk ediyor.

Bakın bu düşüncemin dogma nedeni, dünyanın en zengin yüzde 10’luk dilimine dahil olanlar, küresel servetin yüzde 82’sine sahip. En zengin yüzde 1 ise dünya servetlerinin yüzde 45’ini yönetiyor. Bu nedenle hepimiz dünyadaki siyasal, ekonomik ve sosyal gelişmeleri bu pencereden değerlendirmek zorundayız. Yani fotoğrafın büyüğüne bakmak gerekiyor. Bu fotoğrafa bir de Dünya Gıda ve Tarım Örgütü’nün dünyada 800 milyonun üzerinde insanın yeterli şekilde beslenemediğini ve her gün 14 bin kişinin açlıktan öldüğünü de eklemeyi unutmamak gerek.