Çin denilen ülke Doğu Türkistan’da yaşayan kardeşlerimize
insanlık dışı zulme devam ettiğini defalarca dile getirdim. Onlar feryat figan
ediyor, destek verenler meydanlardan sesleniyor, arkadaş ne duyan var ne kılını
kıpırdatan.
Hani biz dünya devletiydik. Vicdanlar hiç sızlamıyor mu
buradaki kardeşlerimizin yaşadığı ıstırap karşısında sessiz kalıyoruz. Soykırım
yapılıyor orada duyun Allah aşkına. Kardeşlerimizin namuslarına el uzatılıyor,
işkenceler yapılıyor, adları değiştiriliyor, öldürülüyor, ses vermemiz ve bu
davaya sahip çıkmak için daha kaç Müslüman kardeşimizin kanı akacak Allah
aşkına.
Kardeşlerimize sahip çıkılması için daha kaç kadına tecavüz
edilmesi, kaç gencin parçalanması, kaç çocuğun zehirlenmesi gerekiyor. İnsanlık
katlediliyor, insafsız ve vicdansız bir ülkenin yaptıkları artık tahammül
boyutlarını aşmaya başladı.
Birleşmiş Milletler denilen bir kurum var Müslümanlara karşı
kurulmuş sanki. sırtını dönmüş Doğu Türkistan’a yaşananlara sessiz kalıp dilsiz
şeytan olmuş. Arkadaş 5 milyon Müslüman kardeşimize Çin’in yaptığı zulüm
onurumuza dokunuyor.
Burada akan kan Türk’ün kanıdır, Müslümanın kanıdır. Zalim
bir ülkenin yaptığı barbarlık karşısında ülke olarak sessiz kalmamız gerekir.
Artık buradaki kardeşlerimize el uzatmanın, onların sesi olmanın zamanı geldi
de geçiyor.
Doğu Türkistan ülkemizin Kıbrıs meselesi gibi namusudur. Bu
davanın siyasi ayrımı yoktur. Türk milletinin bir ülkenin faşist uygulamaları
nedeniyle yok edilmeye çalışılmasının adımları atılıyor, Filistinli
kardeşlerimize gösterdiğimiz duyarlılığı buradaki Müslüman kardeşlerimiz için
millet olarak göstermeliyiz.
Türk milleti Doğu Türkistan’ın gerçek sahibidir. İktidarı,
muhalefeti dahil tüm siyasi partilerin meselesidir, lütfen biraz vicdan yapıp
kamplarda işkence gören Müslüman kardeşlerimizin yok olmasına karşı duruş
sergileyelim. Çin’in Doğu Türkistan’daki kardeşlerimize uyguladığı soykırımın
ve insanlık dışı uygulamaların son bulması adına yumruğumuzu masaya vuralım.
Artık bıçak kemiğe dayandı.