Hepimiz, zaman zaman birbirine sorar. Acaba dünyayı kim yönetiyor diye. Daha önce dile getirmiştim, dünya ekonomisine yön verenlerin Yahudi kökenli ABD Merkez Bankası’nın sahipleri olan aileler olduğunu belirtmiştim. Hiç kimse birbirini kandırmasın, siyasal ve ekonomik anlamda dünyanın emperyalist güçlerinin ülkeler üzerinde etkin olduğunu bilmeyen yoktur.

Bu ülkeler neden etkin olur, güçsüz duruma düşülmesi halinde iş başı yapar bu ülkeler, o ülkenin kanını emmek için her türlü şerefsizliği yaparlar. O nedenle görünen değil, arka planda ülkeler üzerinde oynanan oyunların siyasi mimarlarının da kimler olduğunu iyi irdelemek gerek.

Irak’tan Suriye’ye, Hindistan’dan Mısır’a kadar yaşanan siyasal çalkalanmanın arkasında bu emperyalist ülkeleri ve onların ağa babaları ABD’yi bulmak mümkün. Kendini kurtaran ülkemizin dışa bağımlı hale dönüşme sürecini herkesin iyi takip etmesi gerekir. Ekonomik anlamda ithalat yapılan ürünleri iyi bakmak gerek.

Gelelim siyaset boyutuna, siyasette de dünyanın ekonomisi güçlü aileleri ve emperyalist ülkeler, yukarıda belirttiğim gibi gelişmekte olan ülkeler ile geri kalmış ülkelerde kendi kontrolünde bulunduracağı isimleri iş başına getirmekte oldukça başarılıdır.

Bunlar öyle 5 yıllık, 10 yıllık, 20 yıllık planlar yapmıyor,100-200 yıllık planlar yaparlar, aktörlerini seçerler, ona göre yol haritasını belirlerler.

Dünyanın ekonomik ve siyasal planlar üzerinde döndüğünü bir kez daha hatırlatmak istedim. Ülke olarak ne kadar güçlü olursan o kadar bu kalleşlerle mücadele etme şansın olur. Kendi kendine yeten bir ülke olman halinde bu şansı yakalarsın.

Bu düşünceler ışığında aşağıdaki resmi inceleyelin….