Nisan ayında alınan kredilerin ödeme günü geliyor, vatandaş kara kara düşünüyor. 7 milyon vatandaş ve 1 milyon esnaf destek ve işletme kredisi aldı. Salgın sürecinin ekonomik anlamda yaşattığı zorlukların aşılması için vatandaşa kredi verilmesi düşünüldü, zorda olan 8 milyon kişi kredi almak zorunda kaldı.

Çarşıda pazarda ‘Gel vatandaş gel, sudan ucuz!’ diye sesler yükselir bilirsiniz, işte bu krediler de bu tip çağrılarla dağıtıldı. Hazıra dağ dayanmaz derler ya, krediyi alan vatandaşın parası uçtu gitti, geldi çattı ödeme ayları.

Aradan geçen sürede ekonomi tavan mı yaptı hayır, salgın bitti mi hayır; vatandaşın mutfağında yine yangın var, esnafın kepenkleri yine kapanıyor. Cicim ayları yaşatan hükümet bu krediler için adım atmazsa işsiz sayısı ve kepenk kapatan esnaf sayısının tavan yapacağını şimdiden söylemek isterim.

Faizlerin arttığı, kredilerin de sıkıştırıldığı dönemle birlikte salgının artması milleti çıkmaza sürüklemiştir. Ülkemizde gündem sürekli değiştiriliyor, 7 milyon vatandaşın kredileri nasıl ödeyeceğini kara kara düşünmesinin üzeri örtülüyor.

Kim ne derse desin hükümet salgın döneminde hem ekonomi hem de sağlık alanındaki krizi iyi yönetememiştir. Yönetseydi borçlu vatandaş ve esnaf sayısı artmazdı. Diğer taraftan salgın iyi yönetilseydi bugünkü vahim tablo yaşanmazdı. Kimse suçu vatandaşa atmasın. 

Okullar açılacak mı açılmayacak mı tartışmaları arasında öğrencilerin kitapları, defterleri, kalemi, silgisi gibi ihtiyaçların nasıl karşılanacağı konusu kaynadı gitti. Diğer taraftan özel okullar saman alevi gibi konuşuldu, gündem arasında kayboldu gitti.

Özel okullarda ücret krizi yaşanıyor, salgın nedeniyle veliler evlatlarını okula gönderip göndermemekte hala tereddüt içerisinde olunca tartışma çıktı. Uzaktan eğitim parasının yanı sıra özel okulların öğrenci başına 4 bin lira istediği iddiaları ortalıkta dolaşıyor.

Okullar isterken veliler, geçen eğitim dönemindeki 3 aylık dönemde verilmeyen eğitimin, yemeğin, binilmeyen servislerin paralarının kendilerine tam olarak ödenmediğini söylüyor. Eğitimde de salgın sürecinde isabetli kararlar alınmadı, özel okullar, öğrenciler, veliler ve bu sektöre hizmet edenler hala ucu belirsiz olan bir sistemde sürüklenip gidiyor.

Bu arada kitap fiyatları aldı başını gidiyor. Hükümet ders başı yapıldığında her öğrencinin kitaplarını masasında bulacağını söylüyordu, nerede o kitaplar? Kaynadı gitti bu tantana arasında. Millet 600 lirayı bulan para ödüyor kitaplara, defterlere, yazık!

Özel okullar ise ne yapacaklarını şaşırmış vaziyette. Onlar da salgın nedeniyle sağlıklı bir yol haritası çıkarmamışlar, topu hükümete yuvarlamışlar, konuya kenardan bakıyorlar. Okullarını ticarethane olarak görebilirler, kimse bedava hizmet ver demiyor da, biraz da fedakarlık diyor. 

Elde avuçta yok, milletten uzaktan eğitim parasının yanı sıra kitap parası istemek de hiç şık değil.