SON DAKİKA
SON DAKİKA


Hemşireler can damarıdır
15.05.2020

Yaşadığımız zor günlerin en önemli aktörleri sağlık çalışanlarımızdır. Onlara ne kadar teşekkür etsek, minnet duygularımızı ifade etsek az kalır. Yaşadıklarını bir kendileri birde Yüce Rabbim bilir diyeceğim. Sağlık ordusunun can damarı olan hemşirelerimizin günü geldi geçti, herkes güzel şeyler söyledi.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre dünyada 28 milyon civarında hemşire bulunuyor ve bu işgücünün yüzde 80'ini kadınlar oluşturuyor.

Dünyadaki hemşire ihtiyacının karşılanması içinse 6 milyonluk bir istihdama daha ihtiyaç var.

Uluslararası Hemşireler Konseyi'nden (ICN) Genel Müdürü Howard Catton ise enfeksiyon oranlarının, ilaç hatalarının ve yüksek ölüm oranlarının daha ziyade 'az sayıda hemşirenin görev yaptığı yerlerde' fazla olduğunu söylüyor. Catton hemşirelerin 'işgücündeki sorunlar nedeniyle' bitkinlik yaşadığını ve şartlarının iyileştirilmesi gerektiğini ifade ediyor.

Dilerim önümüzdeki zaman diliminde hemşirelerimizin beklentileri karşılanır, yaşadıkları bu sürecin sonrasında yaşamlarını normale dönüştürme çabalarında yalnız bırakılmaz.

HATIRLAYIN

Balkanları hatırlayın. Arnavutları kim kopardı?
Arnavut milliyetçiliği...
Sırpları kim kopardı?
Sırp milliyetçiliği...
Peki, Bulgarları, Yunanları?
Onları da kendi milliyetçilikleri kopardı.
Onlar, milliyetçilikleriyle emperyalist kabul ettikleri Osmanlı'dan ayrıldılar...
Geriye kim kaldı?.. Ne kaldı?..
Su çekilince geriye kum kalması gibi, kılıçla zapt ettiğimiz yerler tek tek çekilince elimizde sadece TÜRK kaldı.
Tarih, Osmanlı'nın önüne kendi gerçeğini koydu. Haydin bakalım, Kayı'ya, yani Türk'e dönelim...
Türkçülük böyle başladı.
O sebeple Türkçülükle öteki milliyetçilikler farklıdır.
Türkçülük, kurtuluş demek, vatan demek, var oluş demek, ötekiler ise ayrılış kopuş demektir.
Türkçülük kendine geliş, ötekiler, kendinden geçmişliğin bizi getirdiği yer demektir.
Nitekim Türkçülük vatan kurdu, hepimizi millet yaptı, yeniden diriltti, yeniden ayağa kaldırdı... Kuvayı Millîye oldu, Türkiye'yi kurdu.

Ahmet Gürsoy’un Türk olmanın ayrıcalığını ve gücünü anlatan bu sözlerini hatırlatmakta fayda var.

SEBEP

Gülse Birsel Hayranlarının yaptığı bir paylaşım gözüme takıldı, “Abartmıyorum, altın-zümrüt içinde yaşayan bir millet olmalıydık. Tarımın cenneti, tohumu taşa atsan taş filizlenir. Yirmiden fazla maden var. İncil’deki 7 kilisenin 7’sirde burada. Nuh’un gemisinin indiği topraklar. Mezopotamya’nın yanı, Göbeklitepe! Hitit, Bizans, Selçuk tarih fışkırıyor. Yetmezse 3 tarafı deniz ve turizm! Kar, yağmur, güneş nem hepsi var. Cahil fakir kalman imkansızken halkın yarısı açlık sınırında. Sebep? İki sebep olmalı 1) Cehalet, 2)İhanet) sözleri insanı düşündürmüyor değil.

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap