Nobel Kimya Ödülü Sahibi Aziz
Sancar, yaptığı paylaşımlarla içinde bulunduğumuz durumu öyle güzel açıklamış
ki. Türk doktor, akademisyen, biyokimyager, moleküler biyolog ve 2015 Nobel
Kimya Ödülü'nü kazanmış olan bir bilim insanı olarak yaptığı tespitleri bir
değil bin kez okumak gerek. Sancar’ın, ahlak, sosyal, ekonomik ve kültürel
alanda yaşanan erozyonlar bulunduğu atıflar ile gençlere yaptığı çağrı ise
bugünlerde bir kez daha önem kazanmış durumda. Sancar neler mi demiş;
DEĞİŞİM BÖYLE BAŞLAR
“Televizyonu aç, kanalları gez,
Yeni Gelin, İstanbullu Gelin, Gelinim Mutfakta, Düğünümüz Var, Misafirimiz Var,
televizyonu kapat.
Bir kitap alın, yediye bölün. Her
akşam dizi seyretmek yerine bir bölümünü okuyun. Haftada bir, yılda elli iki
kitap. Değişim böyle başlar.”
VİCDANINIZ OLMALI
“Hiç çalmadım, günah olduğu için
değil, karaktersizlik olduğu için. Muhtaçlara yardım ettim, sevap olduğu için.
Hiç rüşvet almadım, haram olduğu için değil, etik olmadığı için. Yani ‘insan
olmak’ için, önce vicdanınız olmalı.”
ARAPLARA ÖZENİYORUZ
“Gelişmek ile zenginleşmek farklı
şeylerdir. Mesela Araplar zengindir ancak gelişmiş değillerdir. Biz de Araplara
özeniyoruz; Gelişmek değil zenginleşmek istiyoruz. Bu yüzden bilgili ve
kültürlü değil, paralı ve nüfuslu insanlara saygı duyuluyor bu coğrafyada.”
AHLAKA İHTİYAÇ VAR
“Müşteriyi kazıklamanın, ‘ticari
zeka’, halkı sürekli kandırmanın ‘Siyasi zeka’, ambulans arkasına takılmanın,
‘pratik zeka’, şike yaparak kazanmanın ‘sportif zeka’, niyeti suiistimal
etmenin, ‘Kıvrak zeka’ olarak algılandığı bir ülkenin zekaya değil, ahlaka
ihtiyacı vardır.”
GÖLGEYE GİRENİN
“Gençler! Sakın kişiliğinizi satıp
şunun bunun sayesinde, bir yere gelmeye çalışmayın. ‘saye’ gölge demektir.
Gölgeye girenin gölgesi olmaz.”
Sancar’ın bu tespit ve
tavsiyelerini hayata geçiren ülkeler ve milletler her alanda başarılı olmuş ve
büyüyerek ileri gitmiştir, aksini uygulayan ve peşinde gidenler ise her zaman
tarihin karanlığında kaybolmuştur. Umarım bu sözler herkese ışık olur.
XXX
TÜRKİYE TOPRAKLARINDA ADAMI TERS
DİKSEN DÜZ BİTER
Vatandaş her gün karşılaştığı
zamlar, faiz dalgalanması, döviz kurunun fırlaması sonrası kara kara düşünmeye
başladı. Bu gidiş sonrası üretim yavaşladı, çiftçi tarlasını süremez oldu.
Ülkemizde yaşanan ilginç gelişmelerin yanı sıra dış dünya ile olan sorunlar ile
birlikte vatandaş acaba bir savaş mı çıkar diye söylenmeye başladı.
Bu noktada İzmir Bayındır Üretim ve
Pazarlama Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Duymaz’ın dile getirdikleri
çok önemli. Duymaz’ın, “Savaş çıkacak diye beklemeyin, savaşın ortasındayız”
uyarısı yaparak yaptığı çağrıyı iyi okumak gerek; “Herkes zannediyor ki savaş
falan çıkacak, vatan için silahımızı, kılıcımızı alıp cepheden cepheye koşup
vatanımızı, toprağımızı kurtaracağız eskisi gibi. Hayır, öyle olmayacak artık.
Sizler çocuğum rezil olmasın, şehirde büyüsün, şehirden ev, araba alayım,
köyden büyük şehirlere kaçayım derken kim olduğunu dahi bilmediğiniz insanlar
gelecek dedenizin, babanızın size miras bıraktığı tarlaları, evleri, köyleri
tek tek satın alacak, söz sahibi olacaklar. Siz kurak 5 para etmez dediğiniz
toprağınızı 3 kuruş fazlaya sattım kar yaptım diye kasılacaksınız.
1 tane boş arazi bırakmadan işleyecekler, üretecekler, senin benim yapamadığımı
yapacaklar. Bizim değerini bilmediğimiz yarım dönüm toprak dahi onların en
büyük hayali. Biliyorlar ki Türkiye topraklarına adamı ters diksen düz biter.
Vatanın, topraklarımızın en büyük bekçisi, koruyucusu topraktan üreten
köylülerdir. Tarım arazileri yabancıların eline geçerse, Türk köylüsü biterse
atalarımızın bize kanıyla, canıyla, aç, susuz kalarak aldığı bu toprakları hiç
savaşmadan kağıt parçası uğruna satarsak o zaman savaşı kaybetmiş olacağız.
Yatırım yapmak istiyorsanız gidin tarla alın, 49 yıllığına dağlardan arazimi
kiralanıyor bunu onlara bırakmayın, siz kiralayın. Topraktan kalkanla evi,
arabayı her zaman alırsınız.
Miras başında kavga edip satılığa çıkarmayın. Paraya ihtiyacınız varsa toprağı
işleyen kardeşinize satın. Miras basında kavga edip bölüşülemeyen, mahkemelik
olan tarla satışlarına gidin bakın, adliye önünde farklı bölgelerden haber alıp
koşup gelen nereye çalıştığı, kime hizmet ettiği belli olmayan, yüzünü ilk ve
son defa göreceğiniz insanlarla dolu.
Savaş çıkacak diye beklemeyin. Savaşın ortasındayız.”