Bayramın yüzü suyu hürmetine dileğimdir, dinimin üzerinden
zırvalayanları Yüce Rabbim ıslah etsin. Fırsat bulan dinim hakkında öyle şeyler
söylüyor ki insan fıttırıyor. Yahu siz kimsiniz, size benim dinim hakkında
ahkam kesme hakkını kim verdi?
Birisi çıkıyor çocuklar için fetva veriyor, diğeri çıkıyor
namaz hakkında kelam ediyor, diğeri yaşadığımız salgın nedeniyle ahkam kesiyor,
kimsiniz siz kim? Ahhh Diyanet İşleri Başkanlığı ah! Bunlara bu fırsatı nasıl
veriyorsunuz. Susturun şu adamları artık.
Dine değil hurafelere karşı olan Mustafa Kemal Atatürk
Diyanet İşleri Başkanlığı’nı işte ortalıkta cirit atan bu tiplere fırsat
vermemek için kurdu. Bugünleri görerek, “Arkadaşlar, efendiler ve ey millet,
iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar
memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır” demiştir.
Anayasanın 136. maddesinde, "Genel idare içinde yer
alan Diyanet İşleri Başkanlığı, laiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasî
görüş ve düşünüşlerin dışında kalarak ve milletçe dayanışmayı ve bütünleşmeyi
amaç edinerek, özel kanununda gösterilen görevleri yerine getirir" hükmü
yer almaktadır.
Diyanet İşleri Başkanlığı’na sesleniyorum, bu maddenin gereğini lütfen yapın ve Atatürk’ün dediği gibi yaşadığımız bu müstesna ve anlamlı günlerde meydanı bunlara bırakmayın.