SON DAKİKA
SON DAKİKA


Nedir polislerimizin amirlerinden çektiği?
15.10.2021

Ülkemizde polis intiharlarının araştırılması için sayısız çağrı yapıldı. Neden polis kardeşlerimiz intihar ediyor diye sağlıklı bir veri ortaya konulmadı. Ülkemizin göz bebeği olan bir kurumun mensubu olarak her türlü tehlikeye göğüs geren bu evlatlarımızın her birey gibi yaşamını sağlıklı ve huzurlu sürdürmesi için başta amirleri olmak üzere herkesin destek olması gerekmez mi? Omzuna yıldız takan polis kardeşlerimize karşı amirlik taslamalarının tahammül sınırlarını aştığını emniyet müdür yardımcısının hakaretleri sonrası intihar eden polis memuru Muhammed Arslan’ın geride bıraktığı mektuptaki şu satırlardan anlıyoruz: “Canım ailem, vefakar anam, asker babam, can kardeşim. Biliyorsunuz ki peygamber ocağında darbedildim, küfür, tehdit ve hakarete maruz kaldım.

Adalet kapısı yüzüme kapatıldı. Sürgüne gönderildim. Ana, din kültürü öğretmenliğini bırakıp, baba mesleğini seçtiğim gün bana ‘Oğlum gitme’ demiştin, ben senin gönlünü edip ikna edip gitmiştim polisliğe. Sen haklıydın. Ana, her şeyimi söküp aldılar. Canım anam, sakın hiç üzülmeyesin, ağlamayasın, senin oğlun vatanına ve milletine asla ihanet etmedi. Alnınız açık, başınız dik olsun. Tarafıma yapılan onca baskı, zulüm, mobbing ve psikolojik işkenceden sonra dayanamayıp hayatıma son veriyorum. Ağabeyim, seni yalnız bıraktığım için özür diliyorum. Annem, senin içinde hiç sönmeyecek bir yangın bırakıp gittiğim için özür dilerim. Babam, sen metanetlisin, anneme destek olasın. Tüm meslektaşlarıma ve dünüme sebep olan kişi dahil tüm silah arkadaşlarıma hakkımı helal ediyorum. Vasiyetimdir, tüm mal varlığım şehit gazi aileleri ve Haluk Levent’in derneklerine paylaştırılsın. Allah’a emanet olun, sizi sonsuza kadar seveceğim.” Arslan helal etse de onun hakkı bu dünyada sorulmuyorsa öteki dünyada elbet sorulacaktır. Bu nasıl bir anlayış, nasıl bir amirliktir Allah aşkına? Benim bildiğim, astına, meslektaşlarına sahip çıkanların yıldızları çoğalır, onlara zulmedenlerin ise incileri dökülür.

Düşünün bir aile evladını yetiştirip vatana millete hizmete göndersin, bir müdür yardımcısı onun hayatını karartsın. Allah aşkına rütbeli olmak, gücü elinde bulundurmak astına eziyet etmek mi demek? İster müdür, ister müdür yardımcısı, ister komiser, ister amir ol, polis memuruna zulmetme hakkını nereden alıyorsunuz? Sakın bana yasalardan bahsetmeyin, zira bu yasa sadece size mi ait? Bu arada müdür yardımcısı ya da amir olanlar, sahi siz de polissiniz di mi? Sizi de bir ana doğurmadı mı, tek farkınız rütbeniz olması mı? Biraz empati yapın, o zaman da meslektaşlarınıza insan gibi davranın. Muhammed’in hayatını karartan kişi ile ilgili ise bir yaptırım uygulanmadığı gibi Arslan hakkında da soruşturma açılmış. Vay be! Helal olsun size! Yeter artık, polis memurlarının müdürlerinden, amirlerinden çektiği çile! Unutma, Yüce Rabbim’in huzurunda omzunda rütbelerin değil zulmettiğin insanların vebali olacak.

KAÇINILMAZ GERÇEK

AK Partili eski milletvekili Mehmet Metiner başkanlık sistemi tartışmalarına ilginç bir çıkış yaparak katıldı. Daha önce “Ortada ekonomik bir kriz varsa bunun sorumlusu hükümetimizdir” diyen Metiner’in sözlerinin noktasına virgülüne dokunmadan paylaşıyorum: “Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi yanlışının sürmesi gerektiğine inanmıyorum. Türkiye'nin toplumsal barışı için uygun değil, ileride telafisi mümkün olmayan zararlar vermeye de müsait.” Metiner, Partili Başkanlık Sistemi gelmeden önce bunun yanlış olduğunu varsaymadığını çünkü Türkiye'de yeni bir sistem denendiğini ama artık parti genel başkanlığı ile cumhurbaşkanı sıfatının aynı kişide olmasının Türk siyasetini ve toplumsal barışı yorduğunu söyledi. Bu sözlerden sonra başkanlık sisteminde ısrarcı olunmasının günümüzde siyasi cinayetler dahil birçok tartışmanın doğmasına neden olduğunu da ekliyorum. Artık bu sistemin bir an önce güçlendirilmiş parlamenter sistem ile değişmesi şart oldu.

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap